Kabaca özetleyelim. Eğer yürütmenin başı doğrudan halk tarafından seçiliyor ve parlamentonun güvenoyuna ihtiyaç duymadan hesabı yine bir sonraki seçimde halka veriyorsa bu sistemin adı başkanlık sistemidir. ABD’de olduğu gibi.
Eğer yürütmenin başı halk tarafından doğrudan seçilen cumhurbaşkanı ise aynı zamanda parlamentodan da bir hükümet çıkıyor ve güvenoyuna ihtiyaç duyuyorsa bu sistemin adı yarı başkanlık sistemidir, Fransa’da olduğu gibi.
Eğer yürütmenin başı başbakansa ve hükümeti parlamentonun güven oyuna muhtaçsa, cumhurbaşkanı da meclis tarafından seçiliyorsa, bunun adı daparlamenter sistemdir, 10 Ağustos 2014 öncesi Türkiye’deki gibi.
Bu her üç sistem de demokrasi ve cumhuriyet ile çelişkilisi olmayan sistemlerdir!
***
Niye mi yazdım bunları. Yazdım çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta sonu “Sistem fiilen değişmiştir” dediğinde muhalefet partilerinin gösterdiği anlamsız ve çelişkili tepkilerine temas etmek istedim.
Cumhurbaşkanı sistem değişti derken demokrasiden veya cumhuriyetten vazgeçildiğini değil cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesiyle sistemin yukarıdaki üç tanım içinde değiştiğini kastetti.
Bu ifadeden cumhuriyetten vazgeçildiğini anlamak için siyasetin alfabesini bile okumamış olmak gerekiyor.