Dün Tayyar Altıkulaç’ın ‘Zorluları Aşarken’ isimli hatıratıyla ilgili yazmış ve alan darlığı sebebiyle bitirememiştim. Bugün yine özetin özeti olarak devam ediyorum
Evet Tayyar beyin hatıratını okuduktan ve bilmediğim birçok bilgiye muttali olduktan sonra bu yazıyı yazmayı gerekli gördüm.
Aleyhinde bulunanların da bu kitabı okuduktan sonra kanaatlerinin değişeceğine eminim.
***
Bu kitabı okuyanlar Tayyar Bey’in dünya malına ve mevkiine itibar etmeyen ihlaslı bir Müslüman olduğu gerçeğiyle karşılaşacaklar. Son derece dürüst, disiplinli ve adil davrandığını görecekler. Makamın mehabetini korumaktaki cesaretine ve fedakârlığına şahit olacaklar. Olağanüstü dönemlerde bile din-i İslam’ı korkusuzca savunmaktan çekinmediğini görecekler. Devletin kendisini dindarlara karşı kullanması değil, kendisinin devlete dini kabul ettirmesi istikametindeki çalışmalarına muttali olacaklar.
***
1410 sayfadan hangi misali vereyim?! Doldurduğu Kuran Hatmi kasetlerinin trilyona varan gelirine el sürmeyip Diyanet Vakfı’na bağışladığından mı, yoksa 9 yıl başkan olarak hacca gittiğinde otellerde kalmak yerine hacılarla aynı şartlarda haccetmesinden mi? Ya da birçoğunun göz diktiği başkanlıktan kendi isteğiyle emekli olmasından mı?
Başkanlıktaki hizmeti boyunca nasıl adil ve dürüst davrandığından mı, siyasilerin silahlı baskılarına rağmen adaletten taviz vermediğinden mi?
Balkanlara ve özellikle Azerbaycan’a götürdüğü dini hizmetleri mi, Mushaf tetkiklerini mi, İslam Ansiklopedisi’ni mi, İSAM ve 29 Mayıs Ünivesitesi gibi kurumları kazandırdığından mı?
Örnekler çok.