MEKKE-i MÜKERREME- Bugün için Suudilerin şehirciliğini sorgulayan bir yazı göndermiştim lakin Mina’daki elim hadiseyi duyunca yeni bir yazı kaleme almam farz oldu.
Mahşerin dünyadaki provası olan haccda birbirini tanımayan dillerini anlamayan milyonlarca mümin bir araya geliyor.
Bu milyonlar Zilhicce ayının 10. günü yani Kurban Bayramı’nın birinci günü haccın menasikinden Cemre-i Akabe’deki görevini yerine getirmek için Arafat ve Müzdelifede’den Mina’ya doğru insan seli halinde akar. Kelimenin tam anlamıyla insan selidir.
***
O gün ben de eşimle birlikte o selin içindeydim. Olayın vuku bulduğu mevkiden bir saat önce geçtim.
Sabah namazını Müzdelife’de saat 05.05’te eda edip vakfe yaptıktan sonra kendimizi Mina’ya doğru akan insan selinin içine içine bıraktık
Bölgeyi biraz bildiğim için zamandan kazanmak maksadıyla kafileden ayrılmıştım.
İzdiham sebebiyle yüzlerce hacının hayatını kaybettiği 204 ve 223 nolu caddelerin birleştiği mevki ve Cemeratın çıkışındaki yürüyen merdivenlerden bir saat önce geçtim.
Her iki mevkide de hacıları yönlendiren birkaç görevli vardı.
***
Her şey gayet normaldi. Farklı ülkelerden farklı dil ve renkteki ihramlı hacılar aynı dildeki tekbir tehlil ve telbiyelerle tam bir sükunet ve huşu içinde aynı istikamete doğru akıyordu.
Yüzbinlerin bu şekilde muntazaman itişme ve kakışma olmadan akışının manevi etkisini hissetmemek mümkün değildi.