Askerliğimi bir eğitim kurumunda yapmak umuduyla Tuzla Piyade Okulu'nda açılan yabancı dil imtihanına katılmıştım. Eğitim bitip kur'a çekilmeye başlayınca herkes gibi ben de çekeğim kur'ayı heyecanla bekledim ama nafile bütün kur'alar çekildi en sonunda benim ismim Genel Kurmay İstihbarat ve Dil Okulu'na re'sen tayin olarak açıklandı.
1982-1983 yıllarında Dil okulunda Arapça öğretmenliğinin yanı sıra Genel Kurmay'a mütercimlik de yaptım.
Mütercimlik sırasında ülkenin birçok sorunu konusunda devletin çözüm önerilerini de kaynağından öğreniyordum.
Sorunların ötesinde yeni kavramlara da muttali oluyordum.
Mesela son günlerde Yunanistan ile yaşanan kara suları meselesini o zaman öğrenmiştim, o tarihe kadar kara suları, kıta sahanlığı nedir bilmezdim.
O zaman da 6 mil 12 mil meselesi vardı. Yabancı heyetlere bu konuda da bilgi veriliyordu.
Aradan 40 sene geçmiş sorun sıcaklığını hala koruyor.
Yunanistan Adalar (Ege) Denizi'ni bir Yunan gölüne dönüştürmek için uğraşıyor.
Attığı son adımlar engellenmezse Adalar (Ege) Denizi'nin bir Yunan iç denizi olması kaçınılmaz görünüyor.
O yüzden bugün kısaca bu konuya temas ederek hem kamuoyunu bilgilendirmek hem de ilgilileri uyarmak istedim.
Bu hususta -kendisine teşekkür ediyorum- konunun uzmanı olan Doç. Dr. Cihat Yaycı Bey'in verdiği bilgilerden faydalandım.