Advocaat, “Benim takımım önde baskı yapabilecek bir takım değil” şeklinde düşündü bence...
Beşiktaş, "Ben buradan 3 puan alırsam süper, berabere biterse iyi" diye düşünerek oynadı...
Çok uzun yıllardır, bizim oyunculuk yıllarımızdan önce de sonra da manşetler şöyle yazardı: Dağ fare doğurdu.
Maça bakıyoruz, Volkan yere yatmadı.
Fabri için, "Ne top çıkardı" demedik.
Fenerbahçe'nin 1'i net, 2 pozisyonu var, Beşiktaş'ın hiç yok. 87'ye kadar Fenerbahçe ağırlıklı bir oyun vardı. Fenerbahçe'ye beraberlik yetmez diyorduk maç öncesi. Diğer tarafta Beşiktaş, "Ben buradan 3 alırsam süper, berabere biterse iyi" diye düşünerek oynadı. Bu da 87 dakika boyunca Beşiktaş'ın oyun anlayışını gösteriyor. Karşıda sert bir orta saha, dev gibi iki stoper... Beşiktaş'ı en az 5-6 pozisyonla değerlendirirdik.
'Beşiktaş'ın ölüsü puanı aldı' diyebiliriz. Galatasaraylılar da Florya'da izlerken "Oh mis gibi berabere bitiyor" demiştir.
40'ın üzerinde faul oldu. Kart sayısı az olabilir biraz. Hakem de aslında memnun kalmıştır bu maçtan.
Beşiktaş'ın mücadelesine saygı duyacağız. Oyununa asla söyleyemem, Beşiktaş bu değil ama ciddi bir mazeretleri var. Aboubakar'ın hastalığı, Talisca ve Caner'in sakatlığı, Kerim'in uzun süredir oynamaması... Çok şey sayılabilir ama en önemlisi Dinamo Kiev maçı var.
Fenerbahçe Galatasaray'ı nasıl yenmişti?
Van Persie çat diye vurdu, golü attı. Yani bireysel beceri... Bu kadro yapılarıyla, bu orta saha yapılarıyla bu kadar olur. İlla bir galip çıksa Fenerbahçe olurdu çünkü şu andaki puan tablosu maçın gidişatına etki etti.
Fenerbahçe, Galatasaray'ı korkunç mücadele ederek yendi, iyi oynayarak değil...
Dün Fenerbahçe'nin oyun artıları daha fazlaydı ama üzülmeleri gereken şu: Bir daha asla böyle bir Beşiktaş yakalayamazlar.