Ağır sıkletle hafif sıklet maçı... Gençlerbirliği'nin Beşiktaş
ve Başakşehir'i yenmiş olması onları aldattı. Galatasaray üzerinde
anlamsız bir baskı oldu. Trabzon maçından sonra olabilecek en iyi
rakipti Gençlerbirliği... Coşkulu rakiple iki yarının başını iyi
oynayıp skora rahat gittiler. Sınırda olan oyunculardan Fernando'yu
çıkardı, 90'da ise Serdar cezalı duruma düştü. Tolga'nın sakatlığı
olmasa Serdar'ı da çıkarırdı bence. Skor 4 olduktan sonra
Başakşehir Fatih Terim Stadı'ndaki maç başladı, bitime 40 dakika
kala.
Galatasaray'ın oyun formatı Fenerbahçe maçından bu yana değişiyor.
Tudor, 3'lü oynasa dahi tek forvetle oynuyordu. Bu, Tudor'un kadro
kalitesine güvendiğini gösteriyor ama Gençlerbirliği'nin ilk
devrede iki pozisyonu vardı. Buna rağmen rakibini kolay nakavt etti
ve yoluna devam etti.
Detaydır ama önemlidir... 3'lünün merkezinde Denayer vardı, Serdar
soldaydı. Serdar'ı merkeze çekip Denayer'i sola koydu bu maçta.
Savunmada ise Mariano da geri gelince 4'lü görünümüne kavuştu. Orta
sahanın merkezinde Fernando, önünde ise Tolga-Belhanda oynadı ve
çift forvet Eren-Gomis. İkinci yarıda 4-4-2'ye döndü ama çift
forveti bırakmadı. Kaldı ki Eren Derdiyok iyi oynadı. Bu ikili,
bana Kovacevic- Nihat ikilisini hatırlattı. Geldiği günden bu yana
Belhanda en önemli maçını oynadı. Asistler yaptı, etkili oldu ve iz
bıraktı. En az 4 tane maçı olur böyle.
Mesut Bakkal, "Biz oynamaya çalışırsak onların oyunuyla yeniliriz"
demişti. Dün ise buna fırsatı bile olmadı. Eren ile Gomis birer
stoperi götürmese, Mariano o bindirmesinde boş alan bulamazdı.
Golde oyun tercihi de etkili oldu.
Sonuçta kazanması gereken maçı hem iyi oynayarak hem farklı bir
skorla hem de 50'den sonra kart değişikliklerini yaparak her
istediğini başardı Tudor. 90'da Serdar'ın sarı kart görmesi ise
bütün planlarını değiştirebilir. Serdar yokken 3'lü oynaması daha
zor. Geçen sezon Ahmet Çalık'la oynamıştı. Savunma tercihlerinden
öne ise Fernando'yu yazıyorum, en kilit oyuncu o. Ne oynarsanız
oynayın, takımı toplayan o. 3'lüyü de ona güvenerek oynuyor.