Galatasaray için birçok bahane sayabiliriz ama 18 maç arasından
3 maç zor sayarız iyi oynadığı... Bundan farklı oynamadı kazandığı
maçlarda.
Galatasaraylılar her maçta kazansa da yenilse de normal olarak
görüyor. Memnun oldukları maç sayısı az. Konya'ya, Elazığ'a gitmen
mazeret değil. Taraftar iyi top oynayan takıma gelir. Fenerbahçe'de
basketbola 15 bin kişi gidiyor, futbola 10 bin... Galatasaray'da da
aynı şekilde. Puanı da iyi olmasına rağmen hem de. Oyunu tatmin
edici değil çünkü. Kenara bakıyorum, kimler oynayabilirdi diye?
Kadro zafiyeti var derinlik anlamında... Daha 16 hafta var bitime.
İddia ediyorum Şenol hocanın iş disiplini, Riekerink'te yoktur.
Oyuncu liderine bakar. İkisini de izlemeye çalışıyorum. At sahibine
göre kişner.
Muslera 5 üzerinden 2, Sabri 2, Carole 1, Balta ve Ahmet 1, De Jong
2, Selçuk 1, Yasin 2, Podolski 1, Bruma'ya 1'i bile zor veririm.
Böyle bir tablo karşısında savaşçı bir takım var. Öyle bir hoca var
ki kenarda yediğin 18 golün yarısından fazlası kafayla. Buna da bir
çözüm bulamıyorsan ne yapacaksın? Webo geliyor atıyor, Serdar
atıyor. Mehmet Batdal atıyor. Zaafın aynı, uzun stoperin yok, uzun
bekin yok. Carole'un koşacak hali yok. Böylesi bir tabloda normal.
Muslera'nın mucizevi bir şekilde oynadığı maçlarda bazen
kurtarıyorsun, dün oynayamadı.
Karabük sevimli bir takım. Yeni nesil, düzgün bir hocası var.
Konsantre oyuncu sayısı daha fazla. Karabüklüler heyecanla bekliyor
maçı, Galatasaraylılar, "Nereden çıktı" diyor.
Karabük iyi, Galatasaray kötü, Cüneyt Çakır ise maç bile
yönetemiyor. Arkadaşımız kardeşimiz ama idare ediyor sadece. Maç
yönetilir, idare edilmez! Özgüvenin var senin. Hakan'ı geç atıyor.
Yasin'e soruyorsun pozisyonu. Paranın birazını Yasin'e ver o zaman!
Yasin elle falan almadı, doğru karar vermişsin; devam et. Penaltıyı
verme, Hakan'ı daha erken at.