Hiçbirimiz başkalarının niyetlerini yargılama hakkında sahip değiliz.
İnandırıcı belgeleri olmadan, bağımsız bir yargının hükmüne dayanmadan başkalarının niyeti üzerine hüküm vermekten daha büyük haksızlık ne olabilir ki?
Kemal Derviş ülkemizin çok sıkıntılı günlerinde görev almış bir yurttaşımız, bizim insanımızdır. Çok parçalı bir siyasi iradenin gücüne güvenerek “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'nı” yürürlüğe koyan teknisyen kadroya liderlik etmiştir. Programın sonuç almaya başladığı aşamada da siyasi iktidar değişmiş; yeni iktidar programı uygulamayı sürdürmüş olumlu sonuçlar da almıştır.
Kemal Derviş’le ilgili belge, bilgi, analiz ve inandırıcı
gerekçeleri olmaksızın her çeşit söyleme tanıklık ettik: Kimisine
göre, “uluslararası sermayenin yetiştirdiği ajandı”. Kimilerine
göre, “IMF’nin resmi görevlisi”. Diğer bir gruba göre “müstemleke
valisi”. “Ağzı olan söyler” misalı, herkes kendi önyargıları,
yerleşik doğruları ve bilinç düzeyine göre Kemal Derviş profili
çizmiş; kim olduğu alabildiğine sorgulanmış, ama ne yaptığı yeteri
kadar analiz edilmemiştir.
Kasaba kültüründen kurtularak, topluluktan topluma, inançtan
düşünceye geçmek istiyorsak, ayrıntısını bilmediğimiz konularda
insanları suçlamanın ayıbından da sakınmamız gerekir.
Yeni bir Orta Vadeli Program'la (OVP) ekonomiyi toparlama
çalışmalarının yoğunlaştığı bugünlerde; virgülü, noktası, her
sözcüğü, her cümlesi, ulaştığı bütün genellemeleri tartışmaya açık
olan düşüncelerimizi paylaşacağız.
Kemal Derviş’in liderliğinde hazırlanan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı beş özelliği vardı: Piyasa kurlarına uygunluk, kurumlara ve sisteme dayalı işleyiş, mali disiplin, parasal disiplin, ödünsüz gözetim ve denetim.
Piyasa kurallarına uygunluk