Bizim 20’li yaşlarda kenti anlamaya başladığımız dönemlerde Eskişehir’de on beşi aşan aileleri herkes bilirdi: Gamgamlar, Yasın Çakır, Yusuf Cemal, Kılıçoğlu, Yumurtacı Hacı Murat, Mühendisler, Kurt, Çift Kurt, Ekmekçioğlu, Erdenler, Doğramacılar, Kükrer, Besler, Zeytinoğlu ve Gümülcineli’ler gibi.
Eti Bisküvi, Firuz Kanatlı tarafından kuruldu. Yerelden ulusal ölçeklere, ulusal ölçeklerden küresele açılan bir sanayi kuruluşunun her damlasında Firuz Bey’in alın teri, göz nuru vardı.
Eskişehir’de 70 yılı aşkın yayınlanan Sakarya Gazetesi’nin sahibi Üstün Ünügür’ün Firuz Kanatlı’nın amca oğlu Fahri Kanatlı ailesinden naklettiği olayı paylaşacağım. Sonsuzluğa uğurladığımız bir girişimci insanı, ailesini ve ülkemizin yakın tarihini kavramak için anlamlı bir örnek olduğunu düşünüyorum.
Balkan Bozgunu binlerce ailenin tarlasını, tapanını, evini ve barkını terkederek Anadolu’da yeni hayatlar kurma için göç etttiği bir acı zaman kesidir. Gümülcine’nin varlıklı ailelerinden biri olan Kanatalı ailesi satabildiği bütün varlığını elden çıkarmış, altına dönüştürebildiklerini iki çantaya doldurarak zaman ve zemin kollamaya başlamıştır.
Gidilecek yollar hiç tekin değildir. Balkan çeteleri de askerler de bu toprakların kadim insanlarına her türlü eziyeti yapmaktadır.
Kanatlı ailesi durumu Konsolos’a anlatır. Konsolos çantaları, “dokunulmazalığı” nedeniyle kendisinin İstanbul’a götürmesini önerir. İki çanta altın konsolosa teslim edilir. Trenin Sirkeci Garı'na varış saatine göre buluşma kararlaştırılır.