BİAR’ da başlayan, Nezih Demirkent’in kararalılığıyla DÜNYA gazetesi misyonuna dönüşen saha gözlemleri, hemen hemen her hafta ülkenin bir yerine konmak gibi hoş ve öğretici bir deneyimi yaşamamızın vesilesi oldu. Konduğumuz yerlerden biri de Tarsus’tu. Kadim dostumuz Faruk Yalnız ev sahipliğimizi yapıyordu. Toplantıda Kaymakam Ali Bey, “Bana gelip, ‘Emret kaymakam bey’ diyen sivil toplum örgüt yöneticilerini hoş karşılamıyorum. STK’ların bir programları, söylecekleri sözü vardır; valinin ve kaymakamın emrine, sağlayacağı desteklere bağımlı olan örgütlenmeler sivil inisiyatif değildir!” demişti.
Tarsus toplantısından sonra köprülerin altından çok sular aktı. Yüzlerce STK toplantısına katıldık. Yurtiçinde ve yurtdışında mesleki örgütlerin çalışmalarına tanıklık ettik. Yüreğimizdeki boşluk hâlâ dolmadı; doldurulamadı. Bizde STK’ların kolektif kaynaklardan bağımsızlaşmasını olması gereken yere taşıyamadık.
Bir ölçü isteniyorsa söylemeliyim: Kendi üyelerinin aylıklarıyla ayakta duramayan, kendi aralarındaki iletişimle entelektüel zenginliğini sürdüremeyen, kolektif kaynaklara şu ya da bu nedenle bağımlı kalan sivil insiyatifler eksiklidir; paylaşımcı kurumların kalkınma sürecinde yaptıkları olağanüstü katkılar yapabilme güçleri yoktur.
Toplantıların toplumsallaştırılması