Adlarını yazsak köşe yazısına sığmayacak kadar çok düşünce insanı, bilge, bilgin ve âlim, suçu başkasında arama kolaycılığının gerçek potansiyellerimizi ortaya koymamızı engelleyen zihin sapması olduğunu söyler. Başkalarını suçlamak yerine, kendi eksiklerimizle yüzleşme özgüveni, sorun çözmenin en verimli yollarından biridir.
Hiç kuşku yoktur ki, yaptığımız işlerin gidişatında “dış etkenlerin” payı var. Sistemlerin, özellikle de sistemlere egemen olanların harekete geçirdikleri güçlerin bizim işlerimizi zorlaştırıcı ya da kolaylaştırıcı etkilerini görmezden gelemeyiz.
Dünya genelinde ve ülke ölçeğinde “makro dengeleri” hiçbir zaman küçümsememek, gözardı etmemek gerekir. İster bilgi-temelli, ister beceri-odaklı, dilerseniz kural- yönelimli ya da uzmanlık- ağırlıklı davranalım; sistemin, sisteme egemen olan işleyişin ve aktörlerinin etkilerini gözardı ederek işlerimizi sağlıklı biçimde yapamayız.
Dinamikleri yönetmek
Koşullar ne olursa olsun, işimize sahip çıkarak bazı iç dinamiklerini etkin yönetmek, kayıplarımızı en düşük düzeyde tutabilir. Bu dinamikler, kalite-bilinci, çeşitlilik direnci, maliyet avantajı, nakit akışı gücü, finansman disiplini, veriye erişebilirlik fırsatı, analitik yetkinliği ve anlamlandırma ustalığıdır.