Rüştü Bozkurt Dünya Gazetesi

Ülkeyi uçurabilmenin yolu

Ülkemizin gündemi üç kavram çevresinde oluşuyor: Yeni yapılanma, yeni sistem, ülkeyi uçurma… Yeni sistemin yöneticileri, gerçekten sağlıklı gelecekler inşa etmek istiyorlarsa, yerli ve yabancı...

19 Temmuz 2018 | 107 okunma

Ülkemizin gündemi üç kavram çevresinde oluşuyor: Yeni yapılanma, yeni sistem, ülkeyi uçurma…

Yeni sistemin yöneticileri, gerçekten sağlıklı gelecekler inşa etmek istiyorlarsa, yerli ve yabancı medyanın günlük yorumlarına takla attıran med-cezir çöpçülerine kulak verdikleri kadar, hatta ondan fazlasını sonuçları yaratan süreçleri tasarlama önerilerine vermeli.

Haklı olarak itiraz edenler alacaktır: Ne olduğunu söylemek yetmez, ne yapılmasını da söyleyin!
Yeni yapılanma süreçleri tasarlarken bütünsel yaklaşımın ne olması gerektiğine ilişkin bilebildiklerimizi 10 Temmuz 2018 günü bu sütunlarda paylaştık.Bu yazıda da “kişilere bağımlılıktan kurtulmanın araçları olan kurumların” yapılandırılmasından çok, içine hayat nasıl doldurulacağına ilişkin düşündüklerimizi paylaşacağız.

Yarım yüzyılı çok aşan bir zamandır bizim dikkatımızı çeken sizlerin de dikkat menzili dışında kalmadığını düşündüğümüz bir eğilimi anımsayalım: Bizim kuşağımız, “Öyle bir beyin takımı ki, ülkeyi uçuracak!” anlatımının yabancısı değildir. Nihat Erim Hükümeti’inde Dünya Bankası’ndan gelen Attila Karaosmanoğlu’nun kişiliğinde “kurtarıcı teması” yaygın biçimde işlenmiş ve beklenti yaratılmıştı. Turgut Özal ve prensleri için de aynı mantıkla piyasaya sunulan umutlar her halde çoğumuzun zihnindedir. Ülkemiz hâlâ daha kişi başına 10 bin dolar gelire sahip, “orta gelir tuzaklarının” kıskacından kurtulamamışsa; bir dizi olumlu katkıları olsa bile “kurtarıcıların” bir Güney Kore örneği yaratamadıklarını görmezden gelebilir miyiz?

Kuşkusuz yapılar ve sistemlerin içine hayat dolduran da insanlardır. İyi yetişmiş, işiyle ilgili net bilgilere sahip, etkin koordinasyon beceresi olan ve odaklanmayı bilen, hepsinden önemlisi de açık “gözetim ve denetim sistemlerini” iyi işleten insanlar da hayata çok şey katıyor ve katmayı da sürdürecek.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Doğu Karadeniz Havzası turizmi nasıl planlanmalı? 27 Eylül 2018 | 254 Okunma Ali Gevgilili entelektüel korkaklardan değildi 20 Eylül 2018 | 102 Okunma Teslim olmayalım önlem alalım 13 Eylül 2018 | 108 Okunma Ordulular “istikrar” ve “sağlam gelecek” arıyor 06 Eylül 2018 | 157 Okunma Bu noktadan sonra ne yapmalıyız? 30 Ağustos 2018 | 146 Okunma