Anlatmak istediklerimin bir merkezi düşüncesi var: Diğerlerinden farklı olsa da yaşamakta olduğumuz dijital dönüşümün “büyük rönesans” yaratacağına ilişkin değerlendirmeler ilgi menzilimde yerlerini alıyor. Geçen hafta, "İş’le buluşmalar ve büyük rönesansı kavramak” başlıklı yazıda bu konudaki düşüncelerimi paylaştım.
Yazdıklarıma iki anlamlı karşıt görüş geldi: Ayhan Yavrucu, “Ben bu çağı rönesans olarak görmüyorum. Rönesans moderniteyle büyük bir fikir dönüşümü gerçekleştirip tarihteki yerine oturdu.Bu çağ her şeyin dijitalleştiği bir döneme işaret ediyor” diyor, önce eğitim altyapısının buna uygun dizayn edilmesi gerektiğini anlatıyordu. Necdet Buzbaş da, “Dijital dönüşümün, bireysel hayatı kolaylaştırıcı ürünlerini tüketmekten başka ülkece bir yaklaşımımız (stratejimiz) yok. Bunlara dönük yapılan cılız yazılım denemeleri ise bize Rönensans getirmez” saptamasını yapıyordu. Ne yapacağımızı değil, nasıl yapacağımız üzerine odaklanan bir gündeme sahip olmamız gereğinin altını çiziyordu.
İşte Mevlana’nın anlattığı, “Gerçek dostu olanların aynalara ihtiyacı yoktur” sözünün hayata yansıması bu. Dediklerimizi sorgusuz onaylayanlar gerçek dostumuz olamaz; eleştirel aklını koyanlar bizi düşünmeye, kendimizi yenilemeye, geniş ufuklu bakış açılarıyla değerlendirme yapmaya zorlayanlar gerçek dostumuzdur.
Rönesans dediğimizde….
Dostların eleştirel yaklaşımı olgunun farklı boyutlarını düşünmemize vesile oldu.Konu üzerinde çalışmalarımı sürdüreceğim. Gelişmeler, temel varsayımızı ne kadar doğrulayacak, ne kadar yanlışlayacak zaman içinde anlayacağız.
Rönesans dediğimizde, düşünce, inanç, eğitim-öğretim, ticaret, finansman, ekonomi, hukuk, siyaset, yaşam biçimi ve yaşam tarzlarında köklü bir değişmeyi anlatırız. Yakın bir gelecekte, değerlerimizin farklılaşacağını, bakış açılarımız değişeceğini, bilincimizin bugünkünden farklı bileşenlerden oluşacağını düşündüğümüz için bir rönesans beklentimiz artıyor. Gözleyebildiğim kadarıyla mimari tarzımız, resim anlayışımız, müzik dağarcığımız, devlet örgütlenmemiz, ordu yapılarımız, dini kurumlarımız, üniversitelerimiz ve okullarımız bugünkinden farklı yapı, işlev ve kültürel özelliklere dayanacak.