Ülkemizde “yeni nesil OSB gündemini” Erdal Bahçıvan ve Güler Sabancı’nın çağrılarından yola çıkarak bir hafta önceki yazıda tartışmaya çalıştım. Yeni nesil OSB’lerin felsefi-siz bakış açısı da diyebilirsiniz- arka planını kavramak için başka bir yurttaşımızına kulak verelim: Daron Acemoğlu1, Batı’ya sırt çevirme bağlamında iki önemli hususa dikkat çekiyordu: Birincisi, içinde bulunduğumuz çağda “sürekli yenilenme yaratılması” ihtiyacı ve yenilenme yaratılmasında bugünkü aşamada Batı ülkeleri Ar-Ge ve teknoloji geliştirmenin öncülüğünü germezden gelinemeyeceğiydi. Ülkemizin Batı’nın teknoloji geliştirmesinden yararlanması için Batı’yla iyi ilişkilerini sürdürmesi, işbirliklerini yaygınlaştırması ve derinleştirmesi gerekiyordu. İkincisi, kurumsal gelişme için de Batı ilişkilerinin belirleyici rolüydü. Ülkemizin gelişmesini sağlayacak tek yol demokrasiydi. Kurumsal açıdan bakıldığında da sadece Doğu’ya yönelmek demokrasi kurumlarını geliştirmek ve yaşatmak açısından da doğru yol değildi.
Acemoğlu’nun saptamalarında vurguladığı “sürekli yenilenme yaratılması ihtiyacı” yeni nesil OSB’leri tasarlarken önemli karar değişkenlerinden biri. OSB’leri tasarlayacak ve yatırımları yapacak olan siyasi irade, bürokrasi, yatırımcı ve sivil inisiyatifler “güçlendiren, sürdüren ve verimlilik yeniliklerininin” birikim yeteneklerini koruma ve geliştirmeye etkilerinin hesaba katmak zorunda. Oluşumlar ayrıntılarıyla bilirlerse, yaratmak istediğimiz sonuca uygun maliyetle ulaşabiliriz; bilmezsek kaynaklarımızı israf ederiz.
Güçlendiren yenilikler
Karmaşık sistemlerde üretilen mal ve hizmetlerin yüksek
maliyeti, birbirini izleyen bir dizi yenilikle düşürülür. Ürün ve
üretim yöntemlerindeki yenilikler, standartları değiştirir;
fiyat-maliyet dengesi kitlelerin erişebileceği düzeylere indirilir.
Yenilikler süreçleri yalınlaştırır; yeniliklerin yarattığı etkiyle,
sabit maliyetler yüksek olsa da marjinal maliyetler düşer, ölçek
ekonomisi fırsatları artar. Ürünlerin ve süreçlerin yalınlaşması,
mal ve hizmetlerin ucuzlaması, kitlelerin erişebilirliğinin artması
“güçlendiren yenilik etkileriyle2” hızlanır.
Üretim süreçlerinde ölçmenin yetkinleşmesi, süreci tıkayabilen
ayrıntıların eşanlı saptanabilmesi, verilerin işlenerek bilgiye
dönüştürülmesinde eşanlılık gibi yeni olanaklar “öngörme ve önlem
almayı” da hızlandırıyor. Keşfedilen ve tanımlanabilen ayrıntılar
“öngörme ve önlem alma” alanlarını genişletiyor. Süreçlerin her
aşamasında ölçebilme, süreçleri yavaşlatıcı etkenleri giderme
fırsatları, Ar-Ge çalışmalarından tasarıma, dönüştürmeden işlem
maliyetlerine değer yaratma zincirinin her halkasını etkiliyor.
Sürdüren yenilikler, özellikle “platform yapılar” aracılığıyla da
kitlelerin erişebileceği fiyatlarla sunulabiliyor.
Güçlendiren yenilikler ilk aşamada “işgücü” açığa çıkarıyor. Orta ve uzun dönemde ise üreticileri, alıcıları, sağlayıcıları ve sahipleri bir araya getiren “platform yapılar”daki “ağ etkisi 3” ile ürün-hattı yapılarına göre daha hızlı yeni iş alanları yaratıyor. Günümüz teknolojisinde ağ ne kadar genişse arz ve talep arasında o kadar etkin eşleşme sağlanıyor; veri ne kadar zenginse, eşleşmeler de o derecede başarıyla gerçekleşebiliyor. Eğer biz yeni nesil OSB’leri tasarlıyorsak, "güçlendiren yenilik etkilerini” karar değişkeni olarak iş modelimizde özenle analiz etmeliyiz. Gerektiği kadar analiz etmezsek yanlış adımlar atar; kaynak israf eder, gelişmenin hızını ve olumlu etkilerini yavaşlatırız.