Tam da Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı SETA'nın İstanbul'da düzenlediği "Avrupa'da aşırı sağın yükselişi" konulu panele katılmak üzere geldiğim İstanbul'dan uçaktan inince haberi alıyorum.
Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu'nun Rotterdam'da bir toplantıya katılmak üzere gitmeye hazırlandığı Hollanda'dan skandal bir adım geliyor.
Barış dönemlerinde benzerlerine rastlanmadığımız bir girişimle, Dışişleri Bakanı'nın uçağının Hollanda'ya inişine izin verilmiyor. Daha doğrusu önce izin verilmiş. Uçağın kalkışına birkaç saat kala, bu izin iptal ediliyor.
Avrupa ülkelerinde 15 Temmuz'dan bu yana devam eden ve 16 Nisan referandumu yaklaştıkça tırmanışa geçen, "darbecilere kol kanat gerip, Türkiye'ye yasak getirme" politikasını. zirve noktası Hollanda'nın adımı oluyor.
Başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri, darbecilere önce kapılarını sonuna kadar açtılar. Sığınma imkanı tanıdılar. Darbe karşıtlarını suçlu gösterip, yargıladılar ve hatta cezalandırdılar. 16 Nisan referandumu yaklaştıkça da "hayır" cephesinin bayraktarlığını yapıp, Türk bakanları hatta cumhurbaşkanını yasaklama cüretini gösterdiler. Almanya, Avusturya ve Hollanda bu politikada ön plana çıktı. Bu ülkelerde Türk bakanları neredeyse fiili olarak "istenmeyen adam" ilan ettiler.