ABD Başkanı Barack Obama görevinden ayrılıyor, harabe halinde bir başkanlık karnesi bırakarak. En çok da Ortadoğu ülkeleri ve Suriye bataklığında vebali oldukça ağır bir tablo bırakıyor arkasında. DEAŞ ile mücadele adı altında, bu örgütün gelişmesine göz yumulması, Suriye’de Beşar Esad canavarının koltuğunu korumasına göz yumulması, Avrupa kapılarına dayanan mülteciler... Hep bu basiretsizliğin sonucu. Ama defterler bir bir açılıyor. Sırlar ortalığa saçılıyor. Ve itiraflar da bizzat Batılı liderlerden geliyor. Fransa’nın Mayıs ayında koltuğuna veda edecek olan Cumhurbaşkanı François Hollande açıklamıştı geçtiğimiz aylarda.
Hollande’ın Obama ile kırmızı hatta Suriye operasyonunu konuşurken, jetlerin bombalamasına ramak kalmışken, nasıl bir son dakika manevrasıyla ABD’nin Beşar Esad rejimini vurmaktan vazgeçtiğini bizzat Hollande kamuoyuna duyurdu. Halen bu U dönüşünün sırrını çözemediğini de not düşerek. Şimdi ABD tarafı, satır arasında İngiltere’yi suçlamaya başladı. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Suriyeli muhaliflerle BM’deki Hollanda misyonunda yaptığı görüşmenin ses kayıtları basına sızdı. Aslında herkes her şeyin farkında. Bir nevi itiraf niteliğindeki bu kayıtlarda Esad’a müdahale edilmemesi, DEAŞ’ın büyümesine göz yumulması, hatta DEAŞ’ın işlevinden medet umulması... Resim o kadar net ki... Planladıkları her türlü operasyonda, DEAŞ’a vekalet verdiler. Türkiye’yi ve liderini safdışı etmek istedikleri zaman da DEAŞ can simidi gibi imdatlarına yetişti. Gazeteci kılıklı operasyon kuklalarıyla Türkiye’yi DEAŞ’a destek vermekle suçladılar.