Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach’ı dinlerken gözümün önüne Paris’teki yabancılar şubelerinin, emniyet binalarının önündeki göçmen kuyrukları geliyor. Onlarca belge istenen, genellikle talepleri reddedilen, kabul edildiğinde de üç aylık yenilenen izin kağıtlarıyla eve gönderilen yabancıların kendilerini “şanslı” hissettikleri anlarla Fransız diplomatın çizdiği pembe tablo arasındaki çelişki ilginç.
Belki de benim tanık olduğum Fransız politikaları değişiyor gerçekten. İstanbul’da düzenlenen toplantı salonunun girişinde Fransızca-Türkçe “Aşk-ı Hayat” sözlüğü dağıtılıyor. Elinizde bu küçük kitapçık ile salona girdiğiniz zaman sizi Türk-Fransız ilişkilerinde olumlu bir tablo çizen bir fotoğraf bekliyor. Fransa ve Türkiye ilişkileri denince çok değil, birkaç yıl öncesine kadar anahtar kelimeleri Sarkozy, Ermeni, AB olan krizler gündemdeydi. Ancak o gün Domenach’ı dinlerken, farklı bir tablonun anlatıldığı duygusuna kapıldım.