Öyle gizli belgelerde ipucu aramak değil, basit bir haber taraması yapıldığında, çok geriye de değil, iki yıl öncesine ait yazılara bile gözatıldığında Bağdat'ta ne kadar ilginç bir manipülatörün oturduğunu görebiliyorsunuz. Irak Başbakan'ı Haydar el Abadi, o manipülasyonları kendi kendine yapsa, içiniz yanmayacak. Manipülasyonu bile Batı'nın düğmeye basmasıyla başlatıyor. Suçüstü yakalanıyor, yalancı durumuna düşüyor hal böyle olunca,
2014 yaz aylarında yani DAEŞ Musul'a girdiğinde ne yazılmış? DAEŞ'e karşı savaşmayı bırakın, trafik ışıklarında kırımızıya basmaya bile gerek duymamış Bağdat yönetimi. Öyle ki DAEŞ Musul'a girerken trafik kazası bile yaşanmamış. Anahtar teslim kenti DAEŞ'e verdi dönemin Irak Başbakan'ı Nuri el Maliki. Eğri oturup, doğru konuşalım. O dönemde savaşmaktan aciz, maaş alamayan hantal Irak Ordu'su, bu arada savaşmayı öğrendi. Eli biraz para gördü askerlerin. Ancak oluşan formülde, sadece Irak ordusu değil, Haşdi Şabi denilen Şii milisler, kuzeyden ilerleyen Kürt Peşmergeler başta olmak üzere farklı oyuncular var artık. Ve bu süreçte Türkiye'nin eğittiği savaşçılar tablonun tam da ortasında yer alıyor. Dolayısıyla Türkiye hem Bağdat yönetimi, hem de Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'nin yardım çağrılarına verdiği olumlu yanıtla sürecin oyun kurucuları arasında yer aldı.