O geceyi aklımızdan hiç çıkarmıyoruz. Çıkarmayacağız. Sorumluları, destekçileri, yardakçıları ve “bekle-gör”cüleri ile karşımızda nasıl bir cephenin olduğunun da farkındayız. Basın özgürlüğü adına darbe öncesinin propaganda makinelerini de kaydettik.
Sakin sakin düşünüp, flash-backler yapmakta fayda var. Bazen o anın sıcaklığında gözünüzden kaçan bir ayrıntı, sakin bir zihinle değerlendirildiği zaman doğru sonuçlara ulaşmanıza yardımcı oluyor.
15 Temmuz’un en karanlık anında TRT’de okunan korsan bildirinin satır araları aslında darbenin arkasındakileri ele veren en önemli veriydi. Ancak kamuoyunda yeterince tartışmadık sanki.
“Uluslararası ilişkiler”, “uluslararası itibar”, “dünya ile ilişkiler”. Gecenin o en karanlık anında devlet televizyonundan yayınlanan o ihanet bildirisini dinlerken bu anahtar kelimeleri kaydetmiş zihnim.
Dışarıya mesaj verme çabası dikkat çekiyor. Demek ki, ülkesini altın tepside hegemonya heveslisi uluslararası güçlere servis etmeye kalkışan alçaklar, kendilerini uluslararası güçlere alternatif olarak pazarlıyorlar. O gece, darbecilerle uluslararası aktörler arasında nasıl ve hangi içeriklerde temaslar gerçekleşti?
Yabancı muhataplarıyla aynı salonlarda geceyi izleyen sivil ve askeri yetkililer var mı?
O geceye giden taşları döşeyen ve yabancı muhataplarına “Erdoğan’sız Türkiye” alternatifini sunan çevreler 15 Temmuz’un neresindeydi?