Batı dünyasının yine coğrafya aşkı depreşti. Her 100 yılda bir bu hastalığa tutulur o dünya. Kendileri masa başında, fazla terlemeden haritaları önlerine açarlar... Post-it’leri yapıştırırlar bazı noktalara... Küçük notlar düşerler... Şimdilerde uydu görüntüleri ve farklı ışıklandırma sistemleriyle çalışıyorlardır muhakkak... Kırmızı hatları mevcuttur, o coğrafyalardaki devşirmeleriyle... Kimsenin o görüşmelere ulaşamayacağını sanırlar...
Önemli olan o coğrafyalarla ilgili projelerinin hayata geçmesidir. O coğrafyalardaki insanların acıları, öncelikleri, planları önem taşımaz.
Bir süredir Türkiye ve yakın coğrafyasıyla ilgili harita çalışmaları gerçekleştirme hayalinde Batı dünyası.
Bu harita çalışmaları, hiçbir şekilde bu coğrafyanın insanı ve bu coğrafyanın gerçekleriyle uyum içinde değil.
Dahası bu coğrafyanın tüm değerlerini hiçe sayan bir plan içinde “üst akıl”.
Ve maalesef bu harita çalışmasını içeriden devşirdiği askeri ve siyasi figürler vasıtasıyla gerçekleştirme niyetindeler. Kendi ellerini kirletmeden. En büyük darbeyi ise içeriden bildiklerimiz ile vurma çabasındalar. Filmi geriye saralım. Oyun o kadar açıkki. Oyuncular da tartışma götürmüyor.
FETÖ terör örgütü öncülüğünde millete ve lidere saldıran üst akıl, bu noktaya giden yolu kimler aracılığıyla döşemişti, gözden kaçmasın.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı siyaset sahnesinden silmek ya da onun hareket alanını daraltma çabasına kimler girmişti?
Kimler, ona “otoriter”, “diktatör” ve sonrasında “sultan” sıfatlarını reva görmüştü?