10 Kasım bu yıl daha öncekilerden daha farklı bir katılımla anıldı.
Mustafa Kemal'in vefatının 79. yıldönümü, aynı zamanda Türkiye'nin yakın coğrafyasında açık açık, ülke içinde de şimdilik örtülü bir şekilde yüzyıl önceki hesapların açılmaya başladığı bir momentuma tekabül ediyor. Ve Atatürkçü olduğunu iddia eden ancak kalkış noktalarını "Kemalizm" bile değil, "Kemalistçilik" olarak tanımlamanın yeterli olacağı bir güruh, 100 yıl öncesinin hesaplarını görmek isteyenlerin kuklası olmuş durumda. Bu nokta, tartışılmayacak bir şekilde ortada duruyor. 15 Temmuz darbe/işgal girişiminin belgesi olan "Yurtta Sulh Konseyi" bildirisi de esasında en az Türk milleti ve lideri Recep Tayyip Erdoğan'a olduğu kadar, kurucu Atatürk'e de ihanetin, düşmanlığın belgesidir.
Bu nokt