Eski kötü günlere bakıp ağıt yakmanın lüzumu yok elbette. Lakin yeni neslin yakın tarih konusunda bilgi sahibi olması, toplumsal hafızanın oluşması için başta 28 Şubat olmak üzere tüm karanlık geçişlerin gündemde tutulması elzem.
‘Türkiye’de artık darbeler dönemi kapanmıştır’ diye düşündüğümüz bir zamanda 28 Şubat’ı yaşadık. ‘Postmodern darbe girişimini de hallettik, bu ülke zinhar darbe görmez’ şeklinde konuştuğumuz vakitte de 15 Temmuz darbe girişimine uyandık.
15 Temmuz’da bir kez daha tecrübe ettik ki darbenin klasik olanını da modern, postmodern türünü tüketmemiz de ülkemiz üzerinde süfli emelleri olanları yeni darbe şekilleri denemekten vazgeçirecek değildir!
Darbeseverlerin, küresel efendilerine hizmet etme iştiyakları tükenmedikçe darbenin henüz keşfedilmemiş şekilleri milli iradenin, bağımsız ve güçlü Türkiye’nin tepesinde Demokles’in kılıcı gibi sallanmaya devam edecektir!
Sadece bu sebepten dahi en başta orta öğretimlere “darbe tarihi ve olası darbe girişimleri” vs türevi ders konsa yeridir. Veya tüm okullarla gönderilen konuşmacılar, öğrencileri darbe hakkında bilgilendirse abes değildir!
Önerilerimiz hiç kimseye abartılı görünmesin. 15 Temmuz gibi açık bir darbe ve işgal girişiminin içeriğini kabul etmeyen bir güruh ve 28 Şubat gibi aşikâr darbeyi bilmeyen gençlerimiz varsa bu konuda hepimize ciddi sorumluluklar düşüyor demektir.