Yakın tarihimizin en başarısız siyasetçisi denince aklıma önce dayak yiyip kırık burunla dolaşan Mesut Yılmaz sonra da Kemal Kılıçdaroğlu gelir!
Partinin başına geçmesi yöntemi üzerinden oluşan şaibeler bir tarafa hitabet ve liderlik konusundaki yetersizliği, kifayetsizliğiyle birlikte başarısızlığını da tescilledi.
Makûs talih mi desem siyasi potansiyelden mahrum olmak mı, iç ve dış dizayn edicilerin her türlü zemin hazırlamalarına karşılık zat-ı muhteremin varlığı hiçbir vakit toplumsal karşılık bulamadı.
Sadece bununla kalsa iyiydi de, CHP kodlarına mugayir eylemleri, parti kimliğindeki başkalaşımlar ile CHP'li kemik tabanda bile hoşnutsuzluğa yol açtı.
Kılıçdaroğlu, CHP'yi misyonundan farklı bir yöne sürüklerken partiyi bir tür HDP kardeş partisine dönüştürmeyi başardı.
Hoş, CHP'nin DNA'sı göz önünde bulundurulduğunda şu kardeş parti mevzuunun ne anlama geleceği açık ve aşikârdır da biz bari buna başarı diyelim!