17 Aralık Yargısal Darbe Kalkışmasının 5. yıl dönümünde ülkemizin nasıl bir badire atlattığını hatırlatmakta fayda var. O günlerde medyayı da kullanarak çarpık bir algı oluşturmaya çalışan FETÖ’nün ne kadar gözünün dönmüş olduğu 15 Temmuz sonrası çok daha net bir şekilde ortaya çıktı.
17 Aralık sonrası Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği etrafında kenetlenen milletimizin engin iradesi olmasa 15 Temmuz çok daha kötü ve kanlı neticeler doğurabilirdi.
Şimdi gelin “17 Aralık aslında neydi” bir daha gözden geçirelim. Vatan hainlerinin bu kalkışma için o tarihi seçmiş olmaları enteresandır. Aslında bizim tarihimizde 17 Aralık deyince akla gelen iki farklı gelişme vardır. Biri Hazreti Mevlana’nın Yaratanına kavuşması yani Şeb-i Aruz diğeri ise 45 yıl azimle bekledikten sonra iradeli bir hükümetin yönetimiyle Avrupa Birliğinden müzakerelere başlamak için tarih almamız.
Gerek 17 gerekse 25 Aralık dosyalarına bakan bağımsız yargı, takipsizlik kararı vererek, ortaya atılan mesnetsiz ve düzmece iddialarda hiçbir suç ve fiilin işlenmediğini ilan etti.
Gelelim ABD çetesinin iftiralarına…