Ak Parti hükümeti iktidara geldiği günden bu yana mazlum halkların yanında olmuş ve vatan topraklarında ayrımcılığa, hakarete uğramış her bir vatan evladının hakkını savunmak adına birçok girişimde bulunmuştur. Ak Parti, yıllarca ötekileştirmelere maruz kalmış insanlarımızın seslerini meydanlarda ve meclis kürsülerinde duyurmuş bir partidir. Ak Parti zulme uğrayanların partisidir.
Bir adalet arayışı içerisinde kurulan Adalet Ve Kalkınma Partisi, toplumda ötekileştirilenlerin sesini duyurmak için birçok açılım gerçekleştirmiştir. 2002’den bu yana Kürt açılımı, Alevi açılımı, Roman açılımı ile farklı kökenli birçok vatandaşımızın haklarını tahsis etmek maksadıyla ülkemizde eğitimden kültüre, dinden siyasete kadar her türlü durum gözden geçirilmiştir.
Ak Parti, uzun yıllardır Aleviler ile ilgili olumlu adımlar atmaya çalışsa da birçok Alevi vatandaşımızın önyargılarını henüz kıramadığını söylemek mümkündür. 24 Haziran seçim süreci kapsamında sokağa çıktığımızda görüyoruz ki Alevilerin çok büyük bir Ak Parti ön yargısı var ve Ak Parti’nin iktidarı boyunca bu ön yargının pek azı giderilebilmiş. Bunun esas sebebinin kendini yeniliğe kapatmış bir kitleden kaynaklandığını ifade edebilirim.
Sahada karşılaşmış olduğumuz Alevi vatandaşlarımızın Ak Parti’ye olan kininin; haklarının ihlali, taleplerinin karşılanmaması üzerine kurulduğunu görüyoruz. Ancak cumhuriyetin kuruluşundan bu yana tarihte pek çok kez zulme uğramış Alevilerin, en rahat ettikleri iktidar sürecinin Ak Parti iktidarı olduğunu inkâr etmek nankörlükten başka bir şey değildir.
Sivas olayları sırasında aktif yetkili olduğu halde hiçbir tedbir almayanlarla, ‘’Vicdanı olan herkes bu olayı lanetler’’ diyen Recep Tayyip Erdoğan’ı bir kefeye koyup, ‘’Ak Parti iktidarında biz Alevilerin hakları ellerinden alındı, biz zulme uğradık’’ demek hangi vicdana sığar?