Aylardır seçim kampanyalarını sürdüren siyasi partilerin, nihayet 31 Mart sabahı itibari ile çalışmaları son buldu. Her siyasi parti kendisine yakışacak adaylar temsilinde liyakat sahibi, toplumda karşılığı olan, şaibesi olmayan adaylar üzerinden propagandasını sürdürdü. Acaba gerçekten öyle miydi? Bence hep birlikte terazide tartmakta fayda var.
Bu arada, konunun başında iken; beni CHP, MHP, İP, SP veya HDP pek fazla ilgilendirmiyor. Nedeni ise her insanın gönlünde bir hizmetkar olmasıdır. Bizim gönlümüzde de kimlerin olduğunu tahmin edersiniz…
Sözüm Ona Cumhur İttifakı…
24 Haziran seçimleri öncesi yapılan yasa değişikliği ile siyasi partilerin ittifak yapması ve 50+1 oyu alanın tarafının seçilmesi dönüm noktası olmuştur. Tam da bu noktada ‘’gerek var mıydı?’’ sorusunu soruyoruz. Başkanlık seçimleri öncesi araştırma şirketlerine göre; İyi Parti baraj altı, MHP baraj altı, HDP baraj altı iken nerden veya kim tarafından ittifak oluşumunu sağlayacak yasaların getirilmesi planlandı?
Sayın Erdoğan’ın aklına kim kimler bu projeyi tezgâhladı diye sorgulamak gerekmez mi? 24 Haziran seçim sonuçlarının tarihi bir hata olarak algılanması gerekmez miydi? Sonuç ortada iken nerden veya kimler tarafından yerelde Cumhur İttifakına gidildi?