Mezopotamya ve Kafkasya’nın yakın tarihinin birçok katliam ile anılmasının insanlık tarihinde utanç verici bir sayfa olarak karşımıza çıkması hepimizi derinden yaralıyor... Son yıllarda Türkiye üzerinden subliminal algı yönetimleri yoğunlaşmalarının tesadüf olmaması ile beraber bütün bu mesajların bilinçaltı çalışmaları ile yönetilmesi de çok boyutlu bir projedir.
Rusların 1890’da yeniden güçlenmesi ve komünizmi yaymak için sınırlarını genişletmesi, Kürtlerin kaderinin Ermeni çetelerine tutsak edildiği tarihtir. Ruslar ilk hamlelerini 1905 yılında Ermeni Hınçak çetesini destekleyerek, Kürtlerin kültürel varlıklarını hiçe sayıp ciddi asimile politikalarına başlayarak gerçekleştirmişlerdir. Ekim 1917’deki sosyalist devrimden sonra kurulan Sovyetler Birliği, bütün dünyayı komünizme hazırlayan bir imparatorluk olmak istiyordu. Osmanlı’nın dağılmasını fırsat bilen Ruslar kendilerince doğru bir yol olarak Ermenileri müttefik görmüştür. Müslümanlara karşı güçlü bir ittifak oluşturup tarihin sayfalarında yer edinmiştir.
Konuya Revan Kürtlerinden başlayalım. Revan Kürtleri Kafkas coğrafyasında Müslüman olan ve Azeri Türkleri ile ortak paydada kardeş olan önemli bir topluluktur. Rusların 1917 yılında Kızıl Komünizmi yaymak için önemli atılımlar içine girdiğini ve bu atılımlarda Ermenileri partner olarak kullandığını söyleyebiliriz. Kafkasya’da Revan Kürtlerinin kalabalık ve Azeri Türkleri ile ortak hareket etmesinin yanında Müslüman olmaları da Rusları ciddi derecede rahatsız etmekteydi.
Kafkasya’da Ermeniler tarafından Türklere ve Kürtlere sayısız katliamlar yapılmıştır. Justin McCarthy, bunun sebebinin Ermenilerin, Ermenistan devleti sınırlarının genişletilmesi talebinden kaynaklandığını belirtmiştir. Vilayet-ı Sitte’de nüfusları %19 (Ermeni kaynaklarına göre %39) olan Ermeniler; Justin McCarthy’e göre bu nüfusun oranını artırmanın yolu bölgedeki Müslüman sayısını azaltmaktan geçmekteydi.
Stalin’e danışmanlık yapan Ermeni çetelerin, binlerce Kürt aileyi Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan’a sürdüğünü söyleyebiliriz. Hatta Stalin’in, Ermenilerin Müslümanlara olan kinlerinden dolayı, Kürt Müslümanlara karşı en ağır, en acımasız cezaları vererek, tüm işkence ve zulümleri onayladığı öne sürülmektedir.