Marksist ve Leninist ambarından beslenen sözüm onlara bazı Kürt’çük hareketler hep bir güvenlik ve ayrıştırıcı bariyerden beslendiğini biliyoruz. Bu bariyerler sadece devlet katından veya Türk toplumundan kaynaklı bariyerler değildir. Aynı zamanda Kürtler adına sözde hareket ettiğini söyleyen çevrelerden de kaynaklı bariyerlerdir. Özellikle sözde Kürtlük iddiasında bulunan çevrelerin kendilerine tabi olmayan, Kürtler tarafından bu tür meselelerin konuşulmasından duydukları rahatsızlık ile ötekileştirilmiştir, sözüm ona kendini Kürtler adına önder gören bu azgınlık hileyle yönlendirme ve eylemler adına öncü olarak görmektedir. Oysa bunlar marjinal azınlık olup, Kürtleri kullanan, sistem içinde düşman oluşturmaya çalışan Kürt düşmanlığıdır.
Tam da bu manada DEMBİR- DER Genel Başkanımız Sn. Mehmet Metiner’in tarihi bir misyon üstlendiğini görmekteyiz. Sn. Mehmet Metiner’in bu körlüğe ve olup bitenlere karşı mazlum bir millet olan Kürtlerin vicdani sesi olduğunu görmekteyiz. Türkiye’de azgın azınlığın biçimlendirdiği Kürtler değil, aidiyet ve toplumsal uzlaşma adına Kürtleri davet eden bir anlayışın hakim...