Peygamber Efendimizden (s.a.v.), şehîd olması için dua isteyen süt halası; Ubâde b. Sâmit’in hanımı Ümmü Harâm, Halife Hz. Osman’ın izin vermesiyle Muâviye’nin H. 28 (648-49) yılında Kıbrıs üzerine düzenlediği fetih harekâtına çok sayıdaki sahabe ile birlikte katılır. 649 ilkbaharında 1700 gemiyle Akkâ’dan denize açılan Müslüman filosu, Abdullah b. Sa’d Ebû Serh ile Abdullah b. Kays’ın idaresinde Kıbrıs’a çıkarma yapar. Bu çıkarma sırasında Ümmü Harâm bindiği hayvandan düşer, şehîd olur ve düştüğü yere defnedilir.
Kıbrıs’ın kalbi Hala Sultan Tekkesi, bugün de ziyaretgâh olarak herkesi kendisine çekmeye devam etmektedir. Kıbrıs, sonraki zamanlarda el değiştirmelere uğrasa da, Müslümanların vazgeçilmez ilgi odağı olmuştur.
Devlet-i Âl-i Osman döneminde II. Selim’in emriyle, Lala Mustafa Paşa’nın görevlendirildiği ve Piyale Paşa’nın donanma komutanlığını yürüttüğü Kıbrıs Fethi harekâtı 16 Mayıs 1570 tarihinde donanmanın İstanbul’dan hareket etmesi ve 2 Temmuz 1570 tarihinde Limasol’un fethiyle başladı. 4 Temmuz’da Larnaka, 9 Eylül 1570’de Lefkoşa fethedildi. Savaşmadan teslim alınan şehirlerden sonra 1 Ağustos 1571 tarihinde Magosa’nın alınmasıyla, Kıbrıs adasının fethi tamamlanmış oldu.
Kıbrıs’ın fethiyle birlikte adaya, fetih ordusundan bırakılanların yanında, Toroslar’dan ve Anadolu’nun farklı yerlerinden, Türklüğünden ve Müslümanlığından taviz vermeyeceğinden emin olunan Yörükler iskân edilmiş ve Türk İslâm diyârı haline getirilmiştir. Bir asra yakın esaret altında kalmalarına rağmen hâlâ Müslüman ve hâlâ Türk olmalarının sebebi budur.
Kıbrıs adası; Peygamberimizin duası bereketiyle, Hicri 28 (Milâdî 649) yılında İslâm fethine mazhar olmuş, 1571’den itibaren de adanın tamamı Türk İslâm toprağı haline gelmiştir.