Çekilme haberi bomba gibi düştü. Allah'tan, yavaş yavaş da olsa oyunun esası anlaşılmaya başladı da, bizim yorum ordusu savrulmaktan kurtuldu. Görüldü ki Trump, bir taşla birçok kuş vurmanın peşinde.
Herkes gibi ABD'nin de bir senaryosu var. Nasıl mı, bakalım.
ABD'nin Irak modelinden hareket edelim. Kuzeyde Barzani-Talabani ikilisine özerk yönetim kurdu. Bunu da İngilizlerle hazırladığı anayasa ile yaptı. Devletin adı Millî ve üniter yapıda "Irak Arap Cumhuriyeti" iken, "Irak Federal Cumhuriyet"i oldu. Barzani, otorite boşluğundan yararlanarak sınırlarını genişletmeye başladı. ABD'nin "zamanı değil" uyarısına birkaç defa uydu; ama sonuncusunda kimseyi dinlemeden referanduma gitti. Irak, İran ve Türkiye birlikte fiilen harekete geçti ve referandumun meşru olmadığını açıkladı. Barzani taşın sert olduğunu anladı, sınırlarının içine çekildi. ABD, sanki Irak'ta yokmuş gibi sessiz kaldı. Barzani'yi yalnız bıraktı.
Bir taşla birçok kuş
ABD, "Suriye'den çekiliyoruz" demekle Türkiye'yi memnun etti, PKK/PYD terör örgütlerini hizaya getirmek istedi. TSK'nın Suriye sınırına yığınak yapması, PKK/PYD'yi alarma geçirdi. Suriye ile iş birliği yaparak Türkiye'ye karşı Münbiç'in kuzey hattında silahlı güçleriyle cephe tuttu. PKK/YPG, IŞİD'le temasa geçti. Türkiye'ye, IŞİD'i temizleme görevi(!) verildi. Bu durumu Trump, "DEAŞ'ı ortadan kaldırmak isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'la çok iyi konuşmalar gerçekleştirdim. O ve diğerleri bunu yapacak. Çünkü biz onların bölgesindeyiz... Suudi Arabistan da geldi ve bunun ekonomik olarak bedelini ödeyeceklerini söyledi." şeklinde ifade etti. Trump'ın Türkiye için esas tehdit oluşturan PKK/YPG'den söz etmemesi Türkiye'yi düşündürdü. Eğer TSK, Suriye'ye girerse yalnız terör örgütleriyle değil, Suriye silahlı güçleriyle de savaşacak, ülkenin derinliklerine kadar inmesi gerekecektir.
Rus Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova, "Suriye'deki hem dış politikaya yönelik faaliyetleri hem de terörle mücadele operasyonlarını Türkiye ile yakın bir şekilde koordine ediyoruz." diyerek ABD'nin karşısında yer aldı.