Sadi Somuncuoğlu Yeniçağ Gazetesi

Demokrasi tercih/seçim hakkı demek

İdrak sahipleri, demokrasinin faziletlerini bildiği için ona saygılıdır. Zaten saygı yoksa bilmek de bir işe yaramaz. İktidara gelmek elbette önemli, ama gitmek daha da önemli. Dikta idarelerinden bahsetmiyoruz. Zira, orada gelmenin de...

21 Nisan 2018 | 115 okunma

İdrak sahipleri, demokrasinin faziletlerini bildiği için ona saygılıdır. Zaten saygı yoksa bilmek de bir işe yaramaz. İktidara gelmek elbette önemli, ama gitmek daha da önemli. Dikta idarelerinden bahsetmiyoruz. Zira, orada gelmenin de, gitmenin de ilke ve değeri yoktur. İşler katı güce dayanır, çoğu zaman da kanla yürür. "Tanrıdan kut alan" hanedan yönetimleri de, asırlar sonra devrini tamamlayıp, çekip gitti; ama maalesef, geri kalmışlığın ve gem vurulamayan benlik hırsının rejimi, diktatörlükler yaşıyor. İnsanlığın temel sorunu bu olsa gerek.

Evet bu açıdan manzaramız pek iyi değil. Eğer, demokrasiye geçiş çabamızı, 1876 Meşrutiyetten başlatırsak, 142 yıl geçmiş. Bu süre az değil. Gelişmiş demokrasi ve hukuk devletleriyle kıyaslanmamız çok zor, ama bölgemizde önde olduğumuz doğru. Yeter mi? Asla. Asırlarca yönettiklerimizle kıyaslanmak ayıp olmaz mı?

Demokrasi karnemize; 1946-1950-1960-1970-1980-1990-2000-2010 ve 2018 dönemlerini analiz ederek bakarsak, üzülerek söylemeliyiz ki, geriliyoruz. Parametreler belli; 1980'e kadar azalarak da olsa partilerin gerçekten grup toplantıları yapılırdı. Kararların alınması organlara, uygulanması yetkili kişilere aitti. Partilerde muhalefet grupları vardı, denetim görevi yaparlardı. Milletin temsilcisi olacak milletvekili adayları ön seçimle belirlenirdi. Parti mitinglerinde, radyo, televizyon konuşmalarında, halkın karşısına sadece genel başkanlar çıkmazdı. Genel başkanlar tek seçici değildi. vb..

İYİ Parti kimin sorunu

Söylemesi zor; ama seçim, adeta iç savaş gibi, kıran kırana. Kazanmak için her yol mubah; vurgun, soygun, hırsızlık, yalan, dolan, tertip, hile, rüşvet, ahlaksızlık, devleti kullanmak alenileşti, sıradanlaştı. Utanma duygusu sükût etti. Hatta bütün bunlar, "şecaat arz ederken..." misali övünme vesilesi oldu. Gücüm var, o halde her şeyi yapabilirim, rakiplerime tuzak kurabilirim, seçimlerin kurallarını değiştirebilirim... Bu kirli tabloyu, bütün milletçe soluyoruz.

1987 referandumunda, siyasi yasaklar kalkmasın diye yollara düşen Özal, başarılı olamayınca, seçimlerde DYP'nin barajı aşmasını engellemek üzere, seçim kanununa geçici şu madde eklendi: "Bu defaya mahsus olmak üzere seçimlere katılacak partilerde teşkilat barajı aranmaz" denildi. Böylece MÇP ve RP de seçimlere katıldı, ama buna rağmen DYP barajı aştı. Yine Özal, uygun gördüğü seçim bölgelerini birleştirmek suretiyle partisini kazançlı çıkarmak üzere yasa değişikliği yaptı. Özal'la başlayan böylesi düzenlemeler, bizde hiç eksik olmadı. Kumarbazın zar tutması yasaktır, yakalanırsa cezalandırılır. Ama bazı siyasetçiler için her şey serbest.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İHD/PKK İstedi, AB Dayattı, Türkiye yaptı (3) 30 Ocak 2021 | 548 Okunma İHD/PKK istedi, AB dayattı, Türkiye yaptı (2) 23 Ocak 2021 | 262 Okunma İHD/PKK istedi, AB dayattı, Türkiye yaptı (1) 16 Ocak 2021 | 557 Okunma Muhasebe (2) 09 Ocak 2021 | 123 Okunma Muhasebe 02 Ocak 2021 | 290 Okunma