Yıllardır tartışıyoruz, bıkmadık. Tartışıyoruz dediğimize bakmayın, vuruşuyoruz, öfkemizi biledikçe biliyoruz, demeliydik. Baksanıza, televizyonlar arena gibi. Simalar az değişiyor, ama konular günlük siyaset ve onun gerekli gördükleriyle çeşitlenerek dolduruluyor. Yetmezse, tarihte yaşanmış, sonuçlarını vermiş ne varsa ele alıyor, günün meselesi haline getirip, geçmişteki husumeti, kamplaşmayı günümüze taşıyoruz. Nasıl olsa medya tek elde toplanmıştır, yapay gündem oluşturmak suretiyle gerçeklerin üstünü örtmek mümkündür. İstisnalar bir yana, bilim adamı, uzman, siyasetçi gibi sıfatlarla tartışanların derdinin, "takıma ve başkana" hizmet emek, himmet ve takdir kazanmak, ülkeyi dönüştürme yolunda ideolojinin gereğini yapmaktan ibaret olduğu anlaşılıyor.
Geçen gün televizyonda bir tartışma programını seyrediyoruz. Biri mealen dedi ki, "Kamu 16 yılda trilyonlarca kaynak kullandı, içinde üretimi ve istihdamı artıracak tek bir fabrika yok." Öbürü demiyoruz, öbürleri hep birlikte ayağa kalktı, öfkeli ve yüksek bir sesle "Hangi devirde yaşıyoruz? Dünyada böyle bir şey var mı? Farkında değil misin? Piyasa ekonomisinde devlet fabrika yapar mı? Deyince adamcağız suçlanmış gibi sustu, cevap vermedi veya veremedi. Doğrusu hayretler içinde kaldık. Dünyada her devlet ekonominin içindedir. İşte örnekleri: [Bazı OECD Ülkelerinde Kamu Kesiminin Boyutları -KH/GSYİH %, 1870-1990]
1870 - 1913 - 1920 -1937 -1960 - 1980 - 1990 yıllarına göre: Belçika - 13,8 - 22,1 - 21,8 - 30,3 -58,6 -53,4 /Fransa 12,6 -17,0 -27,6 -29,0 -34,6 -46,1-50,7/Almanya 10,0 - 14,8 - 25,0 - 42,4 -32,4 - 47,9 -44,4/ İtalya 11,9 -11,1 - 22,5 -24,5 -30,1-14,9 -54,4/ Japonya 8,8 -8,3 - 14,8 -25,4 -17,5 -32,0 -32,1/Hollanda 9,1 - 9,0 -13,5 -19,0 -33,7 -55,2 -54,8/ İsveç 5,7 - 6,3 - 8,1 - 10,4 - 31,0 - 60,1 - 59,4/ İsviçre 16,5 - 2,7 - 4,6 - 6,1 - 17,2 - 32,8 - 33,5/ İngiltere 9,4 -12,7 - 26,2 - 30,0 -32,2 - 43,0 - 42,2/ ABD 3,9 - 8,1 - 7,0 - 8,6 - 27,0 - 31,8 - 36,5
Görüldüğü gibi OECD'ye ait bu tablodaki gelişmiş ülkelerin tamamı ekonominin içindedir ve çoğunluğunun payı da yüzde 50'nin üzerindedir.
Ayrıca Türkiye'de devlet, hem payı itibarıyla, hem de siyasi müdahalelerle ekonominin tam içindedir. Mesela, Türk müteahhitleri dünya çapında başarılı olduğu halde, Türkiye'de bir TOKİ gerçeği vardır ki, her şeyi anlatmaya yeter. Hem de serbest piyasanın temel kuralı olan eşitlik ve meşru rekabet hakkı yok sayılarak.
Televizyon programındaki rahatsız bu hikaye sadece bir örnektir. Neredeyse her işimiz böyle.