7 Haziran 2015 seçimlerinde, medya ve bazı partilerimizin sözcüleri, STK'lar, bilim adamları ile malum dış kaynaklar anlaşmış gibi seferber oldular. Niçin mi? Lütfen adını anlayarak okuyalım, "Halkların Demokratik Partisi (HDP)'ne PKK ile arasına mesafe koyması için yardım edelim, 'Türkiye Partisi olsun!" sloganıyla kampanya açıldı. Yardım nasıl mı yapılacaktı? Çok kolay; kampanyayı hazırlayanlar bunu da düşünmüştü. Türkiye'nin her yerinden HDP'ye oy verilmesi yeterli olacaktı. Doğrusu "masum!" kampanya başarılı oldu, HDP tarihinin en çok oyunu aldı.
Selahattin Demirtaş, 7 Haziran 2015 seçim kampanyasında şöyle dedi:
"Türkiye'nin en hakiki gerçeği halklar ne kadar gerçek ise sokakta temas ettiğiniz, fabrikada tarlada yan yana çalıştığınız arkadaşlarınız, ne kadar gerçek ve hakiki ise HDP o kadar gerçek bir Türkiye partisidir."
HDP seçimlerde zafer kazanmıştı! Sonuçlarını çok sayıda sanatçı, yazar, gazeteci ve Avrupa Ermeni Federasyonu'ndan uluslararası gözlemcilerin katıldığı basın toplantısında değerlendiren Demirtaş "Artık HDP gerçek bir Türkiye partisidir." vurgusunu bir defa daha tekrarladı. Ayrıca, "Biz kimseyi mahcup etmeyen bir duruş ortaya koyacağız. Emaneten bizim yanımızda duranları gönülden HDP'li yapmak için daha çok çalışacağız" şeklinde konuştu. (8 Haziran 2015)
Herkes muradına ermişti! Yine aldanan, aldatılan ve kaybeden Türkiye, Türk siyaseti ve Türk vatandaşıydı. Kazanan, asırlar ötesinden gelen Türk egemenliğini tanımayan, vatanı ve milleti parçalamak isteyen inkarcı bölücü terör örgütü PKK, siyasi partisi ve Ermeniciler ile sömürgeciler oldu.
Hendek operasyonu ve HDP