Bölgemiz; 11 Eylül 2001'de İkiz Kuleler saldırısından sonra karışmaya başladı. Hem de nasıl? Yangın; Afganistan ve Irak'ın işgali; arkasından Arap Baharı (!) ile Kuzey Afrika'dan dolaştı; Suriye'de karar kıldı; etrafı ateşe verdi. Önde ABD ve İngiltere, arkada İsrail ve Avrupa'nın yer aldığı felâket, Üçüncü Dünya Savaşı çıkmış gibi her şeyi mahvetti; insanlık sükût etti. Güçlünün sınır tanımayan gaddarlığı ve istismarı, dur durak bilmedi.Çok can ve kan verildikten, ağır bedeller ödendikten sonra, akıl devreye girdi; uyanış başladı. Referandumla bağımsız devlet kurma sevdası; bunun Suriye, Türkiye ve İran da yankılanacağı ham ve boş hayali, hayırlı sonuçlar doğurdu. Sömürgecilerin iş birlikçisi, bölgenin hainleri, fırsatçılar iyot gibi açığa çıktı. Hani, "Bin nasihatten, bir musibet yeğdir" ya... Bölgenin sorumluluğu bize düşer diyen ülkeler, ilk defa omuz omuza verdi. Bu duygu ve şuurla, Irak, İran ve Türkiye birlikte tavır koyunca, yangın sönmeye, taşlar yerine oturmaya başladı. Ülke IŞİD'den temizlendi; Türkmen'i, Arap'ı, Kürt'ü; hasılı herkes biraz rahatladı. Ancak, Türkmeneli şehirlerinde ITC binalarına saldırılar, Türkmenlere yönelik tehditler huzursuzluk konusu olmaya devam ediyor.