Sadi Somuncuoğlu Yeniçağ Gazetesi

Kaderimiz elimizde...

Yarın seçim var. Demokrasinin nimeti olarak kendi kaderimizi, kendimiz belirleyeceğiz. Bunu bilir ve söyleriz de, ne kadar idrakindeyiz, o belli değil. Günümüzü ve yarınımızı tayin ederken, spor kulübü...

23 Haziran 2018 | 386 okunma

Yarın seçim var. Demokrasinin nimeti olarak kendi kaderimizi, kendimiz belirleyeceğiz. Bunu bilir ve söyleriz de, ne kadar idrakindeyiz, o belli değil. Günümüzü ve yarınımızı tayin ederken, spor kulübü bağlısıymış gibi hareket edemeyiz. Kulüp taraftarlığında, hep kendi takımımızın üstünlüğünden ve haklılığından bahseder, mutlu yaşarız. İddialıyızdır, bununla gurur duyarız. İddiayı çatışmaya götürmemek şartıyla, bu davranış işin tabiatın da mevcuttur. İkide bir kulüp değiştirmek, hep kazanandan yana olmak hoş karşılanmaz. Bir spor kulübünü tutmak kişiye ait bir haktır.

Ama partili olmak, hele seçimlerde oy kullanmak çok farklıdır. Burada ülkemizin kaderi söz konusudur; yüksek sorumluluğu gerektirir. Bu bakımdan inat ve iddia, idrakleri kör etmemelidir. Bu teorik doğru, hayatta yüzde yüz gerçekleşebilir mi? Elbette hayır. Zira insan sübjektif bir varlıktır; tercihleri de farklı olacaktır. Biz, hâkim davranıştan bahsediyoruz. Bu çok önemlidir. Eğer; hissi saplantı, her anlamda çıkar, ideolojik tutsaklık, ayrılıkçılık (siz ve biz) gibi zihniyetlerin etkisine kapılırsak gerçeklerden ve ortak gelecekten koparız. Türk Milletinin hak ve menfaatleri yerine, grup hesabının peşine düşeriz.

Bu ise, bir ayrışmadır, iç çatışmayı davet eder, düşmanların işine yarar. Bölgemizdeki ve ülkemizdeki oyun da budur.

Millî-üniter yapı ile hukuk ve demokrasi

Türkiye 16 yıldır tek parti tarafından yönetiliyor. Demokrasilerde pek görülmeyen bir durum. Özellikle, sorunları çok olan ülkemizde... Bu nasıl sağlandı? Türk Milletinin birliğine ve Türkiye Cumhuriyetine itiraz eden zihniyet, Haçlı cephesiyle iş birliğine girdi. Osmanlı'nın son döneminde görülen, etnikçi ve ademimerkeziyetçi (yerinden yönetim) rejim anlayışına kaldığı yerden devam edildi. Bu hususu Erdoğan şöyle açıkladı:

"... gerek 2. Cumhuriyet gerek Yeni Osmanlıcıların, toplumun düşünce ufuklarının genişlemesi, haklarının farkına varması ve bir kimlik arayışı içine girerek geçmişsiz. geleneksiz kimlik kazanmanın imkânsızlığını görmesi açısından büyük faydaları olmuştur.. Bu sağlıklı bir gelişme olup, bunu içeren değişimden yana olmak bir zorunluluktur. ... 70 yıllık tarihinde Türkiye Cumhuriyeti katı bir üniter anlayışa sahip olmuştur. Her konuda 'tekçi' olmuştur. Ve bu tek olan şeyi de kendisi seçmiştir... Şu anda Türkiye Cumhuriyeti'nde 27 etnik grup yaşamakta. Bu 27 etnik grubun da varlıklarının tanınması gerekmektedir. 'Türkiye Türklerindir' gibi tezler yanlıştır. Türkiye Türkiye'de yaşayan herkesindir..."

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İHD/PKK İstedi, AB Dayattı, Türkiye yaptı (3) 30 Ocak 2021 | 548 Okunma İHD/PKK istedi, AB dayattı, Türkiye yaptı (2) 23 Ocak 2021 | 262 Okunma İHD/PKK istedi, AB dayattı, Türkiye yaptı (1) 16 Ocak 2021 | 557 Okunma Muhasebe (2) 09 Ocak 2021 | 123 Okunma Muhasebe 02 Ocak 2021 | 290 Okunma