Türkiye kararlı bir şekilde başladığı Afrin harekâtına devam ediyor. Harekât devam ettikçe içte ve dışta turnosal kâğıdı gibi neyin ne olduğu ortaya çıkıyor. Hep dediğimiz gibi dünya da olup bitenlerin yansımasını iç siyasette, iç gelişmelerin etkisini dünyada aynıyla görebiliyoruz.
Afrin harekâtı ile birlikte bu durum daha rahat görülmeye başlandı. Toplumsal desteğin en yüksek olduğu bir harekâtta HDP den çok CHP içinde çıkan itirazlar ayan beyan bazı gerçeklerin görülmesini sağlıyor.
CHP içinde bir grup resmen HDP’nin hem Meclis’te hem siyasette, hem de terör olaylarına karşı alınan politikaları eleştirme ve karşı çıkma konusunda boşluğunu doldurmanın peşine düştü. Resmen olmasa da CHP fiilen HDP-CHP ittifakını gerçekleştirme peşine düşüyor. Bir dönem SHP nasıl DEP’lileri Meclis’e taşıdıysa şimdi de CHP benzeri bir stratejinin peşine takıldı. Aslında bugün resmiyete doğru giden AK Parti-MHP ittifakı öncesi fark edilmeyen bir CHP-HDP ittifakı oluşmaktaydı. Tuncay Özkan gibi birçok CHP’li HDP milletvekillerini başta Selahattin Demirtaş olmak üzere ziyaret etmediler mi? Her ne kadar özgürlük ve adalet adı altında olsa da Meclis’te vekillikleri düşen HDP’lilerin oylamalarında CHP’nin sürekli ‘Hayır’ oyu kullanması sizce dikkat çekici değil mi?
Şu anda Türkiye’nin tamamına yakını Afrin harekâtının gerekliliğinde toplumsal mutabakat sağlanmış durumda. Bunun tam aksine ABD bu harekât sonrası ikircikli açıklamalarını sürdürüyor. Verdiği silahları, beslediği militanları, eğitim verdiği teröristleri bir kanadı neredeyse inkâr edecek, diğer kanadı ise farklı mecralara çekme derdine düşüyor.
Herkesin açıkça gördüğü Afrin harekâtı sonrası Türkiye’nin karşısına ABD’nin Dışişleri ayrı, Savunma Bakanlığı ayrı, Pentagon ayrı, Merkez Kuvvetler Komutanı ayrı, Beyazsaray ayrı açıklamalar ve davranışlarla çıkıyor. Fakat sonuçta ABD’nin PKK/PYD ve DHKP-C ittifakını silahlandırması gerçeği ortadadır.
Ne hikmetse CHP’de ortaya çıkan manzara da benzeri bir durum. ABD içindeki güç savaşlarının ve Afrin ile birlikte ortaya çıkan ABD tavırlarının iz düşümlerini CHP’de aynıyla görebiliyoruz. Hem de irtibatını bildiğimiz ve bilmediğimiz isimler üzerinden. İstanbul İl Başkanlığı’ndaki kadro değişikliğinin CHP’de Afrin harekâtı ile ortaya çıkan karşıt görüşleri tetiklediğini düşünmek gerek mi bilmiyorum. Fakat CHP’ye haksızlık etmeyelim bugün sesleri çıkmasa da benzeri durumun AK Parti’nin içinde olmadığı manasına gelmez. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü duruşu olmasa ve buna ilave toplumsal mutabakat bu kadar kuvvetli inşa edilmese ne sesler çıkardı AK Parti içinden de.