Sadullah Özcan Milat Gazetesi

Cumhurbaşkanlığı seçimi ve gelenekler

Türkiye değişimin sancısını yaşıyor. Günlük ortamda siyaset gayet sakin gibi görünüyor. Fakat bu sakinlik kimseyi aldatmasın. Şu an kurgu ve kuluçka dönemine girildi. Hangi siyasi hareketin altına hangi...

25 Ağustos 2017 | 72 okunma

Türkiye değişimin sancısını yaşıyor. Günlük ortamda siyaset gayet sakin gibi görünüyor. Fakat bu sakinlik kimseyi aldatmasın. Şu an kurgu ve kuluçka dönemine girildi. Hangi siyasi hareketin altına hangi yumurtaların atıldığını bilmiyoruz. O nedenle hangisinin altından ne çıkacağını da bilmiyoruz. Bazı siyasi kuluçkaların altından devekuşu, dinozor, kaz, hindi veya timsah, yılan, kertenkele çıkabilir.

Çünkü bizde Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi siyaset hep sıkıntılı geçmiştir. Oysa en geç 2019'da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri çok önemli. Yıllardır sembolik makam diyerek algı operasyonları ile Cumhurbaşkanlığı seçimleri küçümsenerek istedikleri kıvamdaki kişiler seçtirildi. Milletin dikkatinden, milletin bilgisinden kaçırılarak istenilen kişiler göreve getirildi. Recep Tayyip Erdoğan'a kadar.

Özal ile başlayan süreçte sivil iradenin Cumhurbaşkanlığı atakları bazı oyunları bozduysa da geleneksel uygulamalara aykırı gelişler ölümle sonuçlandı. Demirel bu makamda ancak kendini iktidara getiren tabana zıt politikalarla durabildi. Ondan sonra gelen Ahmet Necdet Sezer tam istenilen kıvamda.

Atatürk'ün bile 1930'lardan itibaren elleri ile kurduğu Serbest Fırka'yı kurban vererek yerini koruyabildiği bir makamdan söz ediyoruz. Tarihi vesikalar daha bilinmiyor. Neler yazıyor, hangi gerçekleri saklıyor bilemiyoruz, ama açıldığında görülecektir ki Atatürk'ün ölümü ile sonuçlanan Cumhurbaşkanlığı geçmişi çoğumuzu hayrete düşürecektir. Ona karşı bir Özal formülünün uygulanmadığını kimse iddia edemez.

Bizde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bütün hazırlıkları en az 2 yıl önceden başlar. Bu bir gelenektir. Bu hazırlıklar milletten saklanır. Devlet iradesine yön veren belirli mahfillerde çoktan kulislerin başladığı, hazırlıkların sürdüğü bir gerçektir. O nedenle bugünlerde siyasetin sessiz sedasız olduğunu zannetmeyin. Siyasetin kaynadığı dönemler zaten hedefe ulaşıldığı günlerdir.

Bazı dostların uyarıları ile karşılaşıyorum. Sabırlı olmak,  gelişmeleri beklemek konusunda.  O dostların anlamadığı en önemli şey sabırla beklemenin sonu trenin kaçmasına yol açar. Biz vazifemizi yapalım vaktinde uyaralım.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Fırat’ın doğusu ve ABD’nin anladığı dil 14 Aralık 2018 | 5.470 Okunma Sağlam sistem, güçlü gelecek 02 Eylül 2018 | 5.891 Okunma Ekonomi-Kriz ve Yerel seçimler 31 Ağustos 2018 | 4.675 Okunma Ankara koridoru 26 Ağustos 2018 | 4.589 Okunma Dinamik toplum güçlü Türkiye ve Bayram 24 Ağustos 2018 | 6.604 Okunma