Bugün Türkiye’nin durumunu, bölgemizin durumunu, dünyada yaşananları, siyasetin durumunu, seçim çalışmalarını, seçim sonuçlarını, güç oyunlarını, çıkar savaşlarını, oynanan oyunları yazmayacağım. Çünkü bugün Bayram. Hem de çifte bayram. Bayram sevinci, bayram mutluluğu bayram bereketini bayramın rahmetini gönüllerde hissetme zamanı.
Üç ayları; Recep, Şaban ve Ramazan’ı idrak ettik. Bizde kandiller-bayramlar kaynaşma, dayanışma, buluşma, kavuşma, tanış olma günleridir. Rabbimin ‘Bilinmek istedim. İnsanı yarattım’ sırrına vakıf olmak için bayramlar, kandiller düğünler, dernekler bizler için çok önemlidir. Tanış olmak, tanışıklığı sıklaştırmak, tanışıklığı artırmak… Hal hatır sormak, dertleri, tasaları, sorunları, problemleri, sevinçleri paylaşmak.. Paylaştıkça azalanlar, paylaştıkça çoğalanlara vakıf olmak..
Eş-dost, akraba-hısım, arkadaşlarla kaynaşmak. Günümüz dünyasına ve özellikle Türkiye’sinde kalabalıklar içinde yaşadığımız yalnızlığı bir nebze olsun gidermek. Aynı apartmanda oturup yıllarca komşunun kim olduğundan haberdar olmama. Hatta son yıllarda teknolojinin gelişmesi ile bilgisayar ve akıllı telefonlar dolayısıyla aynı evde anne-baba, evlatların odalarına geçip saatlerce hatta günlerce bir birlerinin varlıklarından bihaber olup yüzlerini göremeyip artan yalnızlıklar. Toplumun bir taraftan yakın çevresinden kopup giderken, bir taraftan bölgeler arası, ülkeler arası hatta kıtalararası bilmediği görmediği insanlarla arkadaşlıkları, iletişimleri. Ama aynı evin içinde, aynı çatının altında bir birine uzak nesiller…
İşte bayramlar milletin kaynaşması, işte bayramlar ailelerin kaynaşması, işte bayramlar arkadaşlıkların pekişmesi, işte bayramlar dostlukların sıklaşması, işte bayramlar toplumsal yalnızlığın azaltılması, işte bayramlar akraba bağlarının kuvvetlenmesi, işte bayramlar dertlerin, sorunların, problemlerin paylaşılması, sevinçlerin paylaşılması, nesiller arası tanışıklıkların artması için ilaçtır.
Gözlerin hınç ve kine her alanda büründüğü, çıkar savaşlarının arttığı, menfaat penceresinin sonuna kadar açılıp, gönül pencerelerinin sürgülendiği bir durumdan kısa zaman da olsa nefislerimizin zincirinden kurtulup benliğimizi kaplayan kin, nefret, haset, çıkar, kıskançlık kalıplarından sıyrılarak gönül pencerelerimizin sonuna kadar açıldığı, sevinçlerimizi paylaşmamızın zevkine vardığımız, paylaşma duygusunun hazzına ulaştığımız, dostlarla kucaklaşmanın, bir büyüğün elini öpmenin, bir küçüğü sevindirmenin, tanıdıkları, arkadaşları aramanın adıdır bayram.
30 Ramazan tuttuğumuz oruçların, kıldığımız teravihlerin, namazların, açtığımız iftarların, kalktığımız sahurların mükâfatıdır bayram.