Doğrudur. Her olayın arkasında yabancıları aramak, yabancı parmağını bahane etmek hakikaten paranoyak geliyor insana. Her olayın arkasında paranoyakça bunları dillendirmek zamanla hakikaten yabancı parmakların açıkça belli olduğu hallerde bile inandırıcı gelmiyor. Tıpkı dün yaşadığımız, bugünler de yaşadıklarımız ve yarın yaşayacağımız olaylarda olduğu gibi.
Türkiye uzun süreden beri varlık ve yokluk savaşı veriyor. Uluslar arası platformlarda Türkiye’ye ciddi kumpaslar var. Bunu inkâr eden kim varsa dikkatli olmakta yarar vardır. Bu kumpasların en önemli taşeronları, maşalarıdır. Tabii bu taşeron ve maşaların iç bünyede hiç bir şeyden haberi olmayan değişik gerekçelerle mürit kıvamında savunucuları olacaktır ve vardır. Küçük çıkarları ve beklentileri olmayınca cephe alanlar. Düne kadar iktidar nimetlerinden sonuna kadar yararlanıp şimdi menfaati kesilenler, makamı gidenler… Daha çok sayılabilir.
Dikkat edin her hangi bir düşünceyi, her hangi bir fikri samimiyetle savunanlar ve savunmaya devam edenler o düşünceden, o fikirden, o hareketten maddi menfaati olmayanlardır. Yine dikkat edin toplumda bir fikre, bir düşünceye, bir harekete en fazla muhalefet edenler, küfredenler bir dönem oradan en fazla yararlananlar, nemalananlardır. Sosyal medyada bunu çok bariz görürsünüz.
Türkiye Afrin sonrası terör örgütü PKK’ya son darbeyi vurmak için Kadil’i ne pahasına olursa olsun dağıtma kararı aldı. Suriye’de nasıl olursa olsun PKK-PYD-YPG’yi bitirecekse ve o kararı hayata geçiriyorsa tüm bunların üssü durumundaki Kandil’inde bitirilmesi için ne pahasına olursa olsun bitirilecek. Bu konuda Irak hükümetine de Kuzey Irak’taki yönetime de gerekli ültimatomlar aylar öncesinden verildi. Şu unutulmasın Kuzey Irak’ta yapılan bağımsızlık referandumu sonrası Türkiye’nin ortaya koyduğu kararlı tutum ve aldığı bir dizi kararlarla artık bölgenin en güçlü yapısı kurulmuştur. Afrin harekâtı bunun dünyaya ilanıdır. Şimdi Kandil operasyonu ile tapusu alnıcaktır.
Ne Kuzey Irak yönetimi, ne Irak Ordu’sunun verilen ültimatomlar neticesinde Kandil’e operasyon yapma imkânı yoktur. Bunun hesapları yapılmış Afrin Harekâtı sonrası yeni bir harekâta geçilmiştir. O gündür bu gündür bu süreç devam etmektedir. Sessiz sedasız Kandil’in eteklerine kadar Türk Ordusu konuşlandı.
Türkiye bölgede çok güçlüdür. Bu gücü Barzani’nin Eylül 2017’de yaptığı sözde bağımsızlık referandumu sonrası aldığı tedbirlerle daha da artmıştır. Kerkük’te, Erbil’de, Musul’da bu gücünü anlamak gerekir. Irak Ordusu Haşti Şabi birlikleri ile Kerkük’e girdiğinde Erbil kapılarına dayandığında öğrendiğim önemli bilgiler bu gücümüzü teyit etmektedir. O dönemde bir Kerküklü dostum “Türkiye ilk defa bizi yalnız bırakmadı” demişti. Şunu unutmayın; ABD’nin PYD, YPG, PKK’ya verdiği 5 bin tır silah nerede? Bu silahların PYD, YPG ve PKK’ya ne kadarı ulaştı? Diğerleri ne oldu?