Sadullah Özcan Milat Gazetesi

Köşeye sıkışan kedi sendromuna dikkat

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan referandum oylamasının ardından Olağanüstü Kongre ile tekrar Genel Başkan olması ile beklenti Bakanlar Kurulu'nda geniş çaplı revizyondu. Fakat bu beklenti bütün bakanlardan 180...

21 Temmuz 2017 | 152 okunma

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan referandum oylamasının ardından Olağanüstü Kongre ile tekrar Genel Başkan olması ile beklenti Bakanlar Kurulu'nda geniş çaplı revizyondu. Fakat bu beklenti bütün bakanlardan 180 günlük eylem planı isteyince 6 ay sonraya ötelendiği şeklinde algılandı. Şahsen bende bu ihtimali düşünüyordum. Çünkü partinin il ve ilçe kongre süreci başlayıp 2018 başında da Olağan Büyük Kongre yapılacağı açıklandı. Bakanlar Kurulu'ndaki yenileşmenin de buna paralel gerçekleşmesi bekleniyordu. Aynı zamanda 180 günlük eylem planlarının performansına bakılır diye düşünülüyordu.

Sürpriz şekilde Çarşamba günü Bakanlar Kurulu'nda revizyon gerçekleşti. Bu vatandaşın yenilik beklentisine biraz merhem oldu aslında. Revizyonla birlikte Bakanlar Kurulu'nda bölge dengelerinin hassasiyetle gözetildiği görülüyor. Zor durumda kalınması halinde baskın seçime de hazırlık görüntüsü veriyor. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekibinde yer alan güçlendirilmiş isimler tercihi ilinde önemli ağırlığı olan ve başarıları tescilli isimlere kaydığını gösteriyor. Bu aynı zamanda gelecek dönem listelerde yer verilecek isimlerin özellikleri konusunda da işaret veriyor.  Urfa Fakibaba, Samsun Ahmet Demircan, Bursa Hakan Çavuşoğlu, Spor dünyasından Osman Aşkın Bak, Çalışma hayatından Jülide Sarıeroğlu Cumhurbaşkanlığı Sisteminin Anayasal alt yapısını hazırlayan Abdülhamit Gül. Mevcut isimlerle birlikte Bakanlar Kurulu Türkiye dengesini temsil ediyor.

Geçen hafta ‘Yeni şer ittifaklar, son çırpınışlar ‘ başlığını taşıyan yazıyı hatırlayacaksınız. Hazırlık aşamasında ki bazı oluşumlara işaret etmiştik. Bu arada 15 Temmuz'un yıl dönümü bahane edilerek bazı mafyaların garip açıklamaları kamuoyuna yansıdı. Bu garip açıklamalara devletin sessiz kalması sosyal medyada haklı olarak tepkilere neden de oldu. Aynı zamanda Büyükada'da yabancıların garip toplantı haberleri ve bunlara yönelik operasyon haberleri.  Yazıyı kaleme almadan önce de gazete manşetlerine göz gezdirdim. Orada da Büyükada'daki operasyonların yansımaları devam ediyordu. Hatta ABD ve Almanya'nın tutuklananların serbest bırakılması konusunda ki haberleri dikkatimi çekti.

Garibime giden hareketler ve farklı ayrıntılar gözüme çarptığında mutlaka çevremde birçok kişiye sorarım. Ne oluyor? Diye. Bu gariplikler karşısında yine birkaç dostumla sohbet ettik. ABD ve Almanya ile diplomatik krize neden olan tutuklamalara işaret edince, “Bu haberler başka bir oluşumu perdelemek için kullanılıyor” dedi. Ağustos Şurası'na dikkat çekti. Hatta CHP yürüyüşünün bir kaosa neden olmaması nedeniyle birilerinin kudurduğunu ifade etti. Bugünlerde Talat Aydemir olayı ve Madanoğlu olaylarına benzer kışkırtmalardan bahsediliyor. Bu olaylardan sonra ne yapıldıysa aynı senaryoların devreye konulması söz konusu yani. Sonra birileri bu olayları bastırma bahanesi ile devreye girme derdinde. Kahraman olacaklar yani.

Sürekli okurlarımız hatırlayacaktır. Darbe girişiminin püskürtüldüğü akşam 16 Temmuz 2016 da rakı kadehlerini kaldırarak ‘Milleti bir birine nasıl düşürdük' diyen zihniyetten bahsetmiştik. Geçenlerde de bunu tekrarladık. İşte bu ekiplerin halen farklı niyetlerinin devam ettiği konuşuluyor. Bunların öncelikli niyetlerinden biri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı ‘Adalet' yürüyüşünün sabote edilerek toplumsal kutuplaşmaya dönüştürülmesiymiş. Bu hesapları bozulmuş. Mafya görüntüsündekilerin garip konuşmalarının da buradan kaynaklı olduğu malum. Söz konusu mahfillerden sızın değerlendirmelere göre ciddi bir öfke yaşanıyor. Bu nedenle ipten, kandan, ölümden bahsedilen kelimeler dolanıyor. “ Bu iş bunlarla(halkla yani) olmayacak kardeşim. Bu kadar aciz miyiz” ifadelerini kullanarak masaları yumruklamaları bu öfkenin yansımasıdır.

Bir türlü istedikleri gibi toplumsal kaos ortamı oluşmaması nedeniyle farklı projelerin devreye konulması kuvvetle ihtimal. Bu nedenle Ağustos Şurası öncesi ve sonrası yeni hamleler sürpriz olmayacaktır. Köşeye sıkışan ve bir türlü istedikleri gibi gitmemesi nedeniyle farklı algı operasyonlarına hazır olmakta yarar olduğunu gösteriyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Fırat’ın doğusu ve ABD’nin anladığı dil 14 Aralık 2018 | 5.470 Okunma Sağlam sistem, güçlü gelecek 02 Eylül 2018 | 5.891 Okunma Ekonomi-Kriz ve Yerel seçimler 31 Ağustos 2018 | 4.675 Okunma Ankara koridoru 26 Ağustos 2018 | 4.589 Okunma Dinamik toplum güçlü Türkiye ve Bayram 24 Ağustos 2018 | 6.604 Okunma