Recep, Şaban, Ramazan derken işte geldik Bayrama. Bir dostumuz metroda tanıştığı şirin mi şirin tonton bir nine ile sohbet ederken hasta bir kızı ile birlikte Demetevler'de 400 liraya kiralık evde oturduğunu gelirlerinin olmadığını öğreniyor. Bu sözlerinden yola çıkan dostumuz muhtaç olduğu hissine kapılarak telefonunu istiyor. Telefonu olmayınca nasıl ulaşılacağını ifade ediyor. O da Demetevler'de bir marketin ismini veriyor. Oradan market müdürüne söylerse tarif edeceklerini ifade ediyor.
Çarşamba günü o dostum ile birlikte yolda rastladığı yardıma muhtaç olarak gördüğü bu ninenin evini aradık. Ninenin dostumuza söylediği gibi önce Market'e uğradık. Müdürü bulduk. Müdür bey sağ olsun ninenin evini tarif etti. Önce müdür beye nineyle ilgili bilgiler sorduk. Pek geniş malumatının olmadığını öğrendik. Tarif ettiği binada ninenin evinin zilini çaldık durumu öğrenmeye çalıştık. Bilgileri teyit ettik. Fakat bizden yardım istemedi. Bir doktorun işlerini takip ettiğini şimdi o doktora ayıp olacağı gerekçesi ile. Dostum sağ olsun yolda izde yardıma muhtaç birlerini gördüğünde hassaslaşır. Ninenin evini görüp yardım talebini de çevirince biraz üzüldü. Fakat yapacak bir şey.
Ardından Bayram için yola çıkacağımızdan arabanın bakımı için Şaşmaz'ın yolunu tuttum. Bizim usta Volkan'ın dükkânına. Epey bir süredir arabanın bakımını yaptırmamıştım. Volkan işinde kendini geliştirmeye çalışan devamlı bir arayış içinde biri. Onunla zaman zaman uğradığımızda sohbet eder hem işlerle ilgili hem de ülkeyle ilgili konularda bilgi alış-verişinde bulunuruz. Yani gidişatı biraz onun değerlendirmeleri ışığında da bakarım. Bu sefer benim acelem olduğundan arabanın yağı-tuzu ile uğraştı. Geniş konuşamadık. Esnafın işlerinin biraz zayıf olduğundan bahsetti. Birde ‘terörün durmasını bekliyorduk. Ama devam ediyor' dedi. Yani ülkenin ekonomik verilerine göre % 5 gibi ciddi bir büyüme var. Fakat bu büyüme esnafa daha yansımadığı görülüyor. Bunun nedeni mutlaka araştırılmalıdır.
Merak ettim Volkan'ın referandum tavrını. Çünkü referandumdan epey önce karşılaştığımızda milletin başkanlığa değil de Recep Tayyip Erdoğan için ‘Evet' demeyi düşündüğünü söylüyordu. Son yıllarda MHP'ye oy veren Volkan'ın referandumda ne yaptığını da merak ediyordum. Onu da sordum. ‘Tam ortada kaldım abi. Ortaya bastım' dedi. Nedenini biraz daha eşemedim. Fakat anladığım kadarı ile millet bir değişik hamle bekliyor. Değişik bir hareket bekliyor. Bu hareketi önümüzdeki günlerde kim yaparsa mutlaka karşılığını alacaktır. Bunun kim olduğu, hangi yapı olduğunun önemi yok.
İşte bu hamlenin ne olması gerektiğini bir başka dost ile buluşmak için yolunu tuttuğum bir berber odasında ki sohbetten işaretini aldım. Adı Bahattin imiş. Berberde hem sırasını bana verdi. Hem de Anadolu insanı vasfı ile Türkiye'nin ihtiyacı olan en önemli unsurun ipucunu verdi. Konu Kılıçdaroğlu'nun ‘Adalet' için yürüyüşünden açılınca hem onları hem de Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'a çağrıda bulunarak ‘Sabah kalktığımızda kavgasız, huzur içinde güne başlamayı özledik' dedi. En azından yurt içinde huzurlu bir ortamın sağlanmasına ihtiyaç olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın referandum sonrası hazırlıklarını sürdürdüğü açılımlar, yeni hamleler vatandaşın huzur ve güven ortamı ihtiyacına vereceği cevap oranı kadar etkili olacak. Aynı durumda yeni siyasi hareketler ve CHP'nin çırpınışları da bu açıdan önemli. Onların da huzur ve güven ortamı vaatlerinin inandırıcılığı oranında karşılıkları olacak.
Pazar günü Ramazan Bayramı. Bayramlar gönül almanın, huzurun adresidir. Bu bayramı vesile edip başta milletin genelinin gönlünü almanın fırsatı önümüzde. En azından toplumsal birlikteliğin pekişmesi için fırsatların bütün taraflarca kullanılması gerekmektedir. Türkiye'nin buna ihtiyacı vardır. Türkiye'nin çevresinde yaşanan olaylar başta olmak üzere dünyadaki kargaşa karşısında güçlü olabilmesinin tek yolu içerde huzur ve güvendir. Çevremizde bizi ilgilendiren olaylar sırasında içerde ne hikmetse farklı tartışmalarımız çıkıyor. Tüm bunların bayram vesilesi ile tersine çevrilmesi gerekmektedir.