Toplumsal talebin önünde duracak bir güç yoktur. Toplumun ihtiyaçları asgari düzeyde karşılanmadığında huzur zorlaşır. Toplumsal huzuru bozan en önemli şey ise belirli bir kliğin egemenleşerek çıkar grubu haline dönüşmesidir. Bu kliklerin ayakları sadece iktidar partisi içinde olmaz. Bütün iktidarı ve muhalefeti ile siyasal ve bürokratik yapıya uzanır.
Türkiye böyle bir huzursuzluk dönemi yaşıyor. Sadece Türkiye değil dünya da aynı huzursuzluğu yaşıyor. Bugün için yenileşme, dönüşme, değişme beklentileri toplumda bu kadar etkili olması, beklentinin bu kadar yüksek olmasının nedeni de bundandır. Toplumdaki değişim, dönüşüm ve yenileşme ihtiyacını doğru okuyan ve ona göre hareket edenler ayakta kalır. Okuyamayanlar, oluşturdukları menfaat mekanizmasının aynen devam etmesini isteyenler ise toplumun değişim, yenileşme ve dönüşüm isteklerinden rahatsızlık duyarlar.
Çünkü yenileşme, değişim ve dönüşüm kurulu düzenin bozulması demektir. Kurulan menfaat çarklarının kırılması demektir. Onun için toplumun aksine müesses nizam toplumun değişim-dönüşüm ve yenileşme beklentilerinden rahatsızlık duyar. Bu beklentilere kulak tıkarlar. Tıpkı bugün yaşandığı gibi.
Toplumun yenileşme-değişim ve dönüşüm beklentilerine kulak verilmediğinde mevcut yapıdan nemalanan, geçinenler eninde sonunda devre dışı kalacaklardır. Tıpkı ANAP ve sonrası siyasal yapılar gibi. DYP, SHP, DSP nerede? Ne oldular. Onun için toplumsal talepleri doğru okumak ve doğru tedbir almak siyasal iktidarların ömrünü uzatır. Okuyamayanları tarih sahnesinden siler gider.
AK Parti açısından da durum böyledir. Cumhurbaşkanlığı sisteminin ardından Recep Tayyip Erdoğan toplumsal talepleri, toplumsal değişim-yenileşme ve dönüşüm isteklerini okuyan kişi oldu. Fakat 16 yıldır gelenekleşen parti içi menfaat şebekelerini aşarak toplumun bu taleplerini karşılaması o kadar kolay değil. Ciddi zorlanıyor. Bir anda değişim-dönüşüm ve yenileşme hamleleri gerçekleşmiyor. Fakat toplum ise tam tersi bir sabırsızlık içinde. 20 günü bulan toplumsal gözlemlerimizde bu gerçeği tam manası ile gördük. Toplumun beklentileri öyle restorasyon şeklinde bir değişim, yenileşme ve dönüşümde değil. Köklü bir değişim, dönüşüm ve yenileşme. Değişim, dönüşüm ve yenileşmeyi cilalama olarak algılamak istemiyor. Recep Tayyip Erdoğan'da bunu doğru okuduğundan bütün yolları deniyor. Çıkar yol olmadığını gördüğünde daha köklü bir karara doğru kayacaktır.
AK Parti kendi içinde yenileşme-değişim ve dönüşüm sancıları yaşarken bu konuda ilerleme kaydedilmeye başlandıkça çarkları bozulacaklar, menfaatleri zarar görecek hem siyasal yapı içindeki, hem de bürokrasideki kliklerin karşı hamlelere başladığı görülüyor. O nedenle değişim ve dönüşümün olduğu her yerde siyaset arenasında yeni yüzler konusunda yıpratma, kulp bulma seferberlikleri başladığı görülüyor. AK Parti içindeki yenileşme- değişim ve dönüşümün ciddiyeti artıkça karşı tepkiler ve propagandalar da artıyor. Değişim ve dönüşümler devlet kurumlarında da kendini gösterdikçe bu tepkilerin dozu artıyor. Önümüzdeki günlerde olmayacak isimlerin değişim-dönüşüm ve yenileşme konularında ‘yanlış yapıldığı', ‘Erdoğan'ın tek adamlığa oynadığı', ‘ Erdoğan'dan habersiz kuş uçmadığı' gibi eleştiriler gelmeye başlarsa unutmayın 16 yıldır kurdukları çarkları bozulanların sesi olacaktır.