Bu hafta içinde Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde 5,3 büyüklüğünde
bir deprem oldu. Çanakkale Valiliğinin yaptığı açıklama depremin
sonuçlarını gözler önüne seriyor: 14 yerleşim biriminde, 238 ağır
hasarlı konut, 75 hafif hasarlı konut, 31 ağır hasarlı ahır ve
depo.
Yaklaşık üç ay önce Japonya'nın Fukuşima kenti yakınlarında 7,3
büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. Depremin bilançosu: hafif
yaralı 17 kişi.
Aynı doğa olayının ülkemizdeki ve Japonya'daki bilançosu bizlere
bir kıyas yapabilme imkânı sağlıyor. Orada 7,3 şiddetindeki bir
depremi hafif sıyrıklarla atlatabiliyorlarken biz, çok daha az
şiddetteki bir sarsıntıda nasıl bu kadar ağır hasarlar
verebiliyoruz? Bu sorunun cevabı herhalde zihniyet dünyasında
aranmalı.
Topraklarımızın hemen hemen %92' si, nüfusumuzun %95'i, sanayi
tesislerimizin %98'i, barajlarımızın %92'si aktif deprem kuşağında
bulunuyor. Hatta ülkemiz dünyanın en etkin deprem kuşaklarından
birinin üzerinde bulunuyor. Geçmişte ülkemizde birçok depremler
olduğu gibi, gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle büyük
kayıplara uğrayacağımız muhtemeldir. Depremlerin oluşumlarını
engellemek ya da ülkemizi depremden dolayı terk etmek gibi bir
lüksümüz olmadığına göre depreme dayanıklı bir yaşam kurmaktan
başka bir seçeneğimiz tıpkı Japonya gibi bizimde bulunmuyor.
Bu konuda neler yapılmış? Öncelikle ülkemizin “deprem risk
haritası” çıkarılmış(aslında 1944 yılından bu yana “deprem
bölgeleri haritaları” çıkarılmakta). Başbakanlığa bağlı AFAD(Afet
ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) bünyesinde “Deprem Dairesi
Başkanlığı” bulunuyor. Periyodik raporlardan ulusal program ve
projelere kadar ilgilenen kurum bu. Ayrıca çıkarılmış olan deprem
yönetmeliği ile deprem bölgelerinde yapılacak yeni binalar ve
güçlendirilmesi gereken eski binalarla ilgili nasıl bir yol takip
edileceği belirtilmiş. Ancak yeterli değil. Kişisel olarak da
yapmamız gereken şeyler var. Yaşadığımız yapıların, evlerin, iş
yerlerinin depreme dayanıklı olup olmadığını araştırmak, tetkikleri
yaptırmak, daha sonra da bununla ilgili olumsuz bilgileri ilgili
mercilere iletmek zorundayız.