2600 yıllık medeniyet geçmişi, 200 kuş, 30 memeli, 25 sürüngen türüne ev sahipliği yapan Gökova Havzası, ülkemizin paha biçilemez hazinesidir. 16 Mart 2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Muğla’daki SİT alanlarının yeniden değerlendirilmesi çalışmasının Gökova paftası hayata geçirildi.
2012 yılında yürürlüğe giren mevzuat ile daha önceki 1.Derece, 2.Derece ve 3.Derece Doğal SİT Alanlarına ait SİT kategorileri değiştirilerek, “Kesin Korunacak Hassas Alanlar”, “Nitelikli Doğal Koruma Alanları” ve “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları” olarak yeniden adlandırılmıştı. Bu değişiklikle daha evvel rekreasyon amaçlı günü birlik tesisler yapılabiliyorken artık “Kesin Korunacak Hassas Alanlar”a yapı yasağı getirilerek mutlak korunması gereken alan olarak belirlenmişti. Yine daha evvel, Turistik Tesislerin yapılabildiği alanlar iken, Yönetmelik ile bu alanlar “Nitelikli Doğal Koruma Alanları” şeklinde yeniden tanımlanarak çadırlı kamp alanları, bungalov ve günübirlik faaliyetlerin yapılabildiği alanlar olarak tanımlanmıştı. Son olarak “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları” şeklinde tanımlanan alanlar, turizm ve yerleşme alanlarına izin verilen alanlar olarak düzenlenmişti.
Daha önce 1. Derece SİT alanı olan 35 bin 528 hektarlık alan ayrıştırılarak yaklaşık 15 bin hektarlık kısmı “Kesin Korunacak Hassas Alanlar” statüsüne sokuluyor. Bu alanlara hiçbir suretle yapı izni verilmiyor. Yine daha evvel 2. Derece SİT alanı bu bölgede hiç yokken yaklaşık 27 bin hektarlık alan da “Nitelikli Doğal Koruma Alanları” olarak belirleniyor. 2 bin 51 hektar alan da “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” olarak tescil edilmiş.
Tüm bu verilerden Gökova Havzasının imara açılmadığı açıkça anlaşılıyor. Dolayısıyla henüz bu aşamada doğanın tahrip edilmesi ya da rantiyelere peşkeş çekilmesi durumu şimdilik yok. Zaten Muğla Belediye Başkanının itirazı da buraya değil. Belediye Başkanının itirazı, imara açılan alanların ihtiyaca binaen yapılması ve lokal olması.
Yasal düzenlemelerin, ilgili mevzuatın dönemin gerektirdiği şekilde yenilenmesi, kapsayıcı ve açık olması mecburiyettir. Ancak geçmiş tecrübelerimizden biliyoruz ki menfaat ve rant imkanının bulunduğu durumlarda en sağlam mevzuatlar bile delinebilmektedir. İstismarları önlemenin tek yolu, gerek kamusal, gerek sivil denetim ve takip mekanizmalarını sürekli işler halde tutmaktır. Maalesef sahip olduğumuz değerleri bugüne dek pek koruyamadık. Özellikle İstanbul, Bursa gibi tarih ve doğanın kol kola girdiği şehirlerimizi beton bloklarının içinde kaybettik. Hâlbuki onlar kültürel mirasımızın terekesiydi. Gökova Havzası da mutlaka korumamız gereken kutsal emanetimizdir.