Öncelikle şu bilgiyi vererek yazımıza başlamalıyız: Türkiyenin kişi başı sera gazı emisyonu OECD ülkelerinin üçte biri Avrupa Birliği ülkelerinin ise yarısı kadardır. Yani iklim değişikliğine etkimiz bu saydığımız ülkelere nispetle oldukça az. Ancak bizde karbon salınımı gittikçe artarken o ülkelerde ise azalma eğiliminde olduğu gerçeğini de göz ardı etmemeliyiz.
Ülkemizde Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Başkanlığında ve koordinatörlüğünde yürütülen eylem planına göre, enerji, sanayi, ormancılık, tarım, binalar, ulaştırma, atık ve iklim değişikliğine uyum olmak üzere 8 konu başlığı belirlenmiş. Bu konulara ilişkin yapılacaklar kısa, orta ve uzun vadeli hedefler olarak belirlenerek yol haritası çıkarılmış.
Örneğin "enerji" konu başlığında, 2023 yılına kadar ülke çapında elektrik dağıtım kayıplarının % 8'e indirilmesi yer alıyor. Ancak kayıp - kaçak oranları bölgelere göre oldukça farklılık gösteriyor. Bazı bölgelerde azalma olurken bazı bölgelerde azalma bir yana artışlar söz konusu. Hedef kayıp oranlarını Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu bölgelere göre belirliyor. Dağıtım şirketi kendi bölgesinde hedef kayıp-kaçak oranının altına düşerse bunu doğrudan gelir hanesine aktarıyor. Ama, hedefin üstünde kayıp-kaçak söz konusu olursa hedefle gerçekleşme arasındaki fark dağıtım şirketinin kasasından çıkıyor. Şuan Türkiye genelinde kayıp-kaçak oranı %15 civarında ki hedeflenen oranın hayli üstünde.
"Sanayi" konu başlığında, 2023 yılına kadar sanayi sektöründe sera gazı sınırlandırılmasına yönelik yeni teknolojilerin geliştirmesi ve kullanılması hedefler arasında yer alıyor. Bu hedef içinde bulunduğumuz yıl itibariyle hangi oranda gerçekleşmiş bilemiyoruz.
Özellikle önemli bir diğer hedef, kamu kuruluşlarının bina ve tesislerinde yıllık enerji tüketiminin 2015 yılına kadar %10 ve 2023 yılına kadar % 20 azaltılması ve 2017 yılından itibaren yeni binaların yıllık enerji ihtiyacının en az % 20'sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından temin edilmesidir. Kamu kuruluşlarının bina ve tesisilerinde enerji tüketiminde hedeflenen azalma gerçekleşti mi?
Ulaştırma sektöründe deniz ve demir yollarının yük ve yolcu taşıma oranlarının artırılarak, karayollarında bu oranın azaltılması hedefleri ne oranda gerçekleşiyor?