Şakir Kurter Milat Gazetesi

İmam Nikahı Tarih Oluyor

         Bu hafta içinde “Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 37 maddelik tasarı” meclise sunuldu. Tasarıda bulunan maddelerin içinde özellikle bir...

28 Temmuz 2017 | 424 okunma

         Bu hafta içinde “Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 37 maddelik tasarı” meclise sunuldu. Tasarıda bulunan maddelerin içinde özellikle bir tanesi ateşli tartışmalara konu oluyor. İl ve ilçe müftülerinin nikâh kıymaya yetkili sayılmaları, tasarı meclisten geçerse kanunlaşacak.  Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 22. Maddesinde belirtilen “evlendirme yetkisi bulunan görevliler” arasına tasarı kanunlaşırsa il ve ilçe müftüleri de eklenecek.

            Peki, bu düzenlemede tartışılan/tartışılacak sorunlar ne? Kamuoyunda dillendirildiği şekliyle başlıcalarını sıralayalım. Deniliyor ki,

Söz konusu ettiğim olası sorunları değerlendirebilmek için öncelikle “halihazırda uygulama nasıl, mevcut durum nedir?” sorusuna cevap aramalı. Bugün ortalama bir çift evlenirken neler yapıyor, hangi süreçlerden geçiyor? Özetle hatırlayalım, önce belediyelerin “Evlendirme Müdürlükleri ”ne nüfus kaydı, sağlık raporu vs. gibi gerekli belgelerle müracaat edilir. Her şey uygunsa nikah günü verilerek işlem tamamlanır. Buraya kadar olan süreç nikahın kanuni ve resmi kısmını oluşturuyor. Bundan sonra ise çiftler mahalle imamına ya da müftüye giderek bu defa nikahın dini ve örfi kısmını yerine getirirler.

Halen yürürlükte olan uygulamada yetki verilen nikah memuru iken tasarıda aynı yetki müftüye veriliyor. Her ikisi de devletin memuru olması hasebiyle burada hiçbir beis yok. Üstelik şöyle bir iyiliği var, şimdiye dek hiçbir din görevlisi kıydığı nikahtan sorumlu tutulmazken bu tasarı ile artık sorumlu olacak. Ayrıca dikkat edilirse tasarı ile yetki il ve ilçe müftülerine veriliyor, imamlara değil.

Diğer bir itiraz noktası “kadınların evlilik, miras ve boşanma gibi hakları açısından güvencesiz kalacağı” hususu. Bütün bu haklar zaten anayasamız ve medeni kanunumuzca güvence altına alınmışken nikah kıyma yetkisinin genişletilmesiyle ilgili bir yasa kadınları nasıl güvencesiz bırakacak anlamak güç. Anlaşılması güç bir diğer konuda bu tasarı ile “çocuk yaşta evliliklerin önünün açılması”. Yasa müftülere yetki verirken ilgili yasaları yani medeni kanunu, ceza kanununu dikkate almayacaksın mı diyor? Ülkemizde evlilik yaşı yasal olarak bellidir ve devletçe kıyılan nikahın da olmazsa olmaz şartıdır. Aksi halde yani yaşın küçük olması durumunda nikah işlemleri dahi yapılamaz. Bu durumda çocuk evliliklerinin önü nasıl açılacak doğrusu yine anlamadım.

Sözün özüne gelelim. Devletimiz din esaslı değildir ama toplumumuz din ve örf esaslıdır. Tıpkı dünyanın diğer ülkeleri gibi. Yaşam tarzını üzerine kurduğu esaslar kanunlarla çatışırsa yaşam tarzı kendince farklı mecralarda akmaya devam ediyor. Özellikle nikah söz konusu olunca şuan yaşadığımız çifte uygulama beraberinde pek çok sorun getiriyor. Mesela resmi bir birlikteliğe şartları uygun olmayan çiftler bu defa mevcut durumlarını meşrulaştırmak için dine, örfe müracaat edip imama nikah kıydırıyorlar. Devam eden süreçte çocuk vs. gibi hukuki meseleler zuhur ettiğinde ister istemez sorun hukuk ve kanun zeminine taşınıp süreci başlatan ilk adım olan imamın kıydığı kanunsuz nikah bir dizi kanunsuzluğu tetiklemiş oluyor. Meclise sunulan tasarı ile bu çifte standart ortadan kalkacak ve yapılan itirazların tam tersine bundan böyle ne bir imam yaşı tutmayan çocukları evlendirebilecek, ne de fiili durumlarını toplum nezdinde meşrulaştırmak isteyenler imam nikahı talep edebilecek.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye ve AB ilişkilerini yeniden düşünmek 31 Ağustos 2018 | 4.337 Okunma ABD'nin kanlı eli 17 Ağustos 2018 | 4.163 Okunma Bedelli askerliğin düşündürdükleri 10 Ağustos 2018 | 6.222 Okunma YKS sonuçlarının düşündürdükleri 03 Ağustos 2018 | 4.255 Okunma Doğal afetler ve iklim değişikliği 27 Temmuz 2018 | 208 Okunma