Gece saat 03-04 suları Kula İlçe Jandarma komutanlığı her zaman ki sakin ve sessiz gecelerinden birini daha geçiriyor. Tüm askerler, nöbeti olanlar hariç koğuşlarında günün yorgunluğu nedeniyle derin bir uykuda. Sonra aniden koğuşa giren gözleri dönmüş bir asker gecenin sessizliğini makineli silahının tarrakasıyla yırtıyor. Uyuyan askerlerin üzerine rastgele ateş açıyor. Hiçbir şeyden haberi olmayan altı askeri buluyor bu rastgele kör kurşunlar. Uykusu dahi ibadet olan bu Mehmetçiklerin üç tanesi şehit olurken diğer üçü yaralanıyor. Arkadaşlarını tarayan şuurunu kaybetmiş asker, koğuştan çıkıp elindeki silahı başına dayayıp tetiği çekerek intihar ediyor.
Nöbet tutarken cinnet getiren İlçe Jandarma Komutanlığı'nda askerliğini kısa dönem jandarma er olarak ifa eden Nedim, Ziraat Fakültesi mezunu. Çevresinin tanıklığına göre son derece sıradan oldukça sosyal bir insan. İçindeki şiddeti dışarıya taşırıp kendisi de dahil dört insanı öldürünceye kadar derinlerindeki anormallik fark edilmiyor.
Her yıl yüzbinlerce genç insan vatan görevi için kışlalara geliyor. Her birinin ayrı öyküsü, ardında bıraktıkları, geleceğe ait planları ve beraberinde getirdiği sorunları var. Askerliğini yapmış insanlar olarak, bildiğimiz kadarıyla, kışlalarda bu asker adayları için hazırlanmış psikolojik testler ya da hiç olmazsa bu açıdan gözlemlerde bulunarak durumlarını rapor edecek eğitimli kimseler yok. Psikolojik problemleri olan, cinnet geçirme potansiyeli bulunan bu gençlerin bahse konu olay nev'inden katliamlar yapmamalarının önündeki engel nedir?
Diyelim ki içine kapalı, ailevi sorunları olan üstüne üstlük iş bulamamış ve en önemlisi gelecekten ümidini kesmiş bir genç askere geliyor. Binlerce onbinlerce akranı arasında gözden yitiyor, sıradan bir asker gibi eline silah veriliyor, silahı nasıl kullanacağı öğretiliyor. Birbirini ilk defa gören her biri gururlu bir sürü delikanlı bedensel ve ruhsal bir dizi eğitime tabi tutuluyor. Kendileriyle yani kişisel problemleriyle baş başa kaldıkları nöbetleri oluyor ve genelde de bu tür cinnet hadiseleri nöbet esnasında vuku buluyor. Cinnet potansiyeli taşıyan bu gencin şansı iyi ve anlayışlı bir komutan, samimi arkadaşlar olabilir. Aksi takdirde koşullar oluştuğunda içindeki problemleriyle baş edemeyen gencin en azından kendini katletmesi neredeyse vaka-i adiyeden.
Bu olası hadiselerin önüne geçecek hatta teşhis ve tedavi edecek mekanizmaların askeriye teşkilatı içerisinde kurulması hayati bir mevzudur. Evet, askerlik sert meslektir ve bu meslekte ölüm son derece sıradan ve yakındır. Ancak yirmi yaşına gelen her erkeğin uğradığı bu ocak bir anlamda hayata hazırlık, ilk tecrübe durağıdır. Kendisine ait pek çok şeyi burada fark eder ve pek çok korkusuyla burada yüzleşir. O yüzden kışlalarda askerlerin kişisel psikolojilerinin takip edildiği gerektiğinde izole edilerek oluşturacağı muhtemel tehlikeli durumların önleneceği mekanizmaların kurulması elzemdir. Bu uğurda gösterilecek gayretler askerimize, insanımıza verdiğimiz değerin de ölçüsü olacaktır.