Bismillahirrahmanirrahim;
MİLLİ Görüş gömleğini çıkarıp dış güçlerin onayını alarak 2002’de büyük iddialarla iktidar olan AKP, halktan defalarca destek almasına rağmen israf ve yolsuzluklarla anılmaktan bir türlü kurtulamadı. İçindeki vicdan sahibi kişilerin uyarıları fayda vermediği için güç ve servet şımarıklığı önlenemedi.
16 Nisan referandumu Hükümet için milat oldu. Geri sayım başladı. AKP kendi belirlediği yönde tercih yapmayacak olanları “teröristlik” ve “vatan hainliği” ile suçladı. Halk, tehdit, korku salma, baskı ve dayatmaya prim vermedi.
Hükümet, referandumda Kürtlerin desteğini almak adına Mesut Barzani’nin Ankara ziyaretinde Çankaya’ya, Devlet Konukevi’ne ve Barzani’nin indiği havaalanına Kürdistan bayrağı astırdı. Devlet Bahçeli olaya, “skandal, rezalet, aymazlık” (28. 2. 2017) diyerek tepki gösterdi. Başbakan Yıldırım; “Kürdistan özerk bir yapıdır, bayrağı vardır” (28. 2. 2017) sözüyle menfaati uğruna Kürdistan’ı tanımaktan çekinmedi.
Referandumda AKP - MHP - BBP - HÜDAPAR ve Barzani destekli yüzde 69’luk “evet bloku”nun yüzde 51.4’lük oy alması Hükümet’i şoke etti. O günden itibaren 2019’da nasıl başarılı olacaklarının hesabını yapmaya başladılar.
AKP, kendi fikir, proje ve kadrolarıyla halkın önüne çıkmak yerine; diğer partilerin önemli isimlerini listelerine alıp makamlar vererek bugünlere geldi. İktidar hırsıyla başka isimleri de arasına alma oyunları sürüyor. Halk, referandumda hazırlanan çorbayı içmedi; bakalım yenisini yutacak mı?
UYARILAR FAYDA VERMEDİ
TEHLİKEYİ görenler çok uyarı yaptılar ama sonuç alındığını söylemek zor! Bugün, partiyi kuranlardan sadece birkaçı AKP’de! Uyarıları dikkate alınmadığı için gemiyi terk ettiler.
Partinin kurucularından Milli Eğitim eski Bakanı Hüseyin Çelik, “Partinin kuruluşunda bulunan 50 kişiden yüzde 98’i dışta” diyerek uyardı: “Gemi su alıyor. Kamaranız rahat ve lüks olabilir. Geminin dibi su alıyorsa, rahat ve lüks ortamda batarsınız.” (Hürriyet, 10. 2. 2016)