Bismillahirrahmanirrahim;
YENİ bir seçimin konuşulmaya başlandığını hepiniz biliyorsunuz. Adı ister baskın, ister erken seçim olsun; Türkiye’nin ihtiyacı fikir ve projelerin konuşulacağı “adil bir seçimin yapılması”dır. Tabii olanı bu! Tabii olmayan yöntemlerle, darbeye toslamak gibi tabii olmayan yollara çıkılıyor. Tabii ve normal olmayan seçim uygulamalarının Türkiye’yi savaşın içine sürükleyeceğinden edişe ediyorum.
Fehmi Koru 8. 8. 2017’de seçimle ilgili görüşlerini paylaştı: “AK Parti içerden ve dışardan sıkıştırılıyor ve her yeni gelişme AKP seçmeninin kafasını karıştırıyor. Böyle ortamlarda iktidarlar çareyi vaktinden önce halka müracaat etmekte bulurlar.” Vatan Yazarı Güngör Mengi de son yazılarında “erken seçim ihtimali”nden söz etti. (12. 8. 2017)
İktidar, her ne kadar, sık konuşulan bu söylemleri yalanlasa da, son aylarda gündemin değişmez konulardan birinin “seçim” olduğu bir gerçek.
Baskını, erkeni olmasa bile, Mart 2019’da zaten seçim var. Seçim kaçınılmaz ama önemli olan adil olması. Sirk aynalarına benzeyen seçim ve baraj sistemiyle halkın oylarını gasp etmeyecek adil bir düzenleme şart. Devlet, hükümet ve belediye imkânlarını hırsla, bencilce, tek taraflı kullanan; uzlaşma ve paylaşımcılığı bilmeyen kutuplaştırıcı yöntemlerle yapılacak seçimin Türkiye’yi tehlikeli bir mecraya sürüklemesinden endişeliyim.
Orantısız güç kullanarak adil seçim yapamazsınız. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan darbe ürünü yüzde 10 baraj sistemiyle seçime gitmek Türkiye’nin en büyük ayıbıdır. Haksızlık vakit geçirilmeden giderilmeli.