Bismillahirrahmanirrahim;
DÜNYA, Kurban Bayramı günlerinde benzeri az görülen bir katliama şahit oldu. Kolları, ayakları kesilen, vücudu doğranan, kulübelere doldurulup yakılan insan görüntüleri yüreğimizi dağladı. Gönül huzuruyla bayram yapamadık. 1 milyar 800 milyonluk İslam âlemi, bu çeşitten vahşet ve katliamlar karşısında bir çıkış yolu bulmalı değil miydi?
Canavarca uygulamalar Güneydoğu Asya ülkesi olan Myanmar’da (Birmanya) yaşandı. Myanmar’ın nüfusu 60 milyon. Bangladeşli Müslümanların bazısı, Myanmar’ın İngiliz sömürgesinde olduğu yıllarda, zor işlerde, tarım arazilerinde çalıştırılmak üzere İngilizlerce Myanmar’a davet edildi. 1948’de bağımsızlığını kazanınca Müslümanlar sahil şeridindeki Arakan eyaletine yerleştirildi.
Myanmar 7 bölgeden oluşuyor. Çin, Hindistan, Bangladeş, Laos, Taylan’ın komşusu. Bengal Körfezi kıyısında. Arakan eyaletinin tek komşusu Bangladeş ve Bengal Körfezi.
Myanmar’da, 1948’den beri devamlı terör estiren askeri bir cunta var. Bu yüzden ülke gelişmeye kapalı. Myanmar’daki Arakanlılar her türlü insani haktan mahrum. Eğitim ve seyahat özgürlükleri yok. Evliliklerine ve çocuk yapmalarına bile karışılıyor. Arakan’da saldırı, taciz, ,işkence, keyfi tutuklamalar günlük olaylar arasında. 1942’de hükümet destekli Budist çeteler kadınlara tecavüz ederek 150 bin Arakanlı Müslümanı katlettiler.
2012’de de benzeri bir vahşet ve katliam yaşandı. Kadınlara tecavüz yaygınlaştı. Olaya tepki gösteren 300 genci döverek öldürdüler. 3 bin genç tutuklandı. Arada benzeri olaylar yaşanmaya devam etti.
KATLİAM MI; SOYKIRIM MI?
25 AĞUSTOS’TAN bu yana Arakan’daki vahşet ve katliam soykırım noktasına ulaştı. Feryatlar eşliğinde yakılan, elleri, ayakları kesilen insan görüntülerini görmek insan olanın kanını donduruyor. Küresel sömürgecilerin her fırsatta özgürlüklerden, insan haklarından söz ettiği bir dünyada bu sahnelerin yaşanması oldukça düşündürücü! Vahşetin boyutu insana “Bu ne büyük kin; bu ne büyük vahşet Yarabbi!” dedirtiyor.